Şov dünyasında aşkın promosyon malzemesi olarak kullanıldığını defalarca gördük, göreceğiz de... Şimdi Özcan Deniz-Fahriye Evcen aşkının aynı yolda olduğunu söyledim diye, Özcan da bozulacak, sevgilisi de. Ama maalesef durum böyle. Ya da dışarıdan algılanış biçimi böyle... Özcan'ın dizisi başlamadan kısa süre önce aynı anda medyaya 'Ayrıldılar' haberi yayılmıştı. Ben de o günlerde bir yazı yazmış, "Ayrılığın TV dizisinin yayına gireceği günlere denk gelmesi tesadüf mü?" demiştim. Çünkü Özcan Deniz'in yakın çevresi "Bizden duyduğunuzu söylemeyin ama ayrıldılar" diyordu. Birkaç gün önce Fahriye Evcen, "Biz hiç ayrılmadık. Bu haberleri sizler yaptınız" demiş gazetecilere. (Tuhaftır bu açıklamayı yaptığı davete de Özcan'la el ele gelecekleri haberi gönderildi medyaya. Ama sonra gelmedi.) Tamam işte... Tam da dediğim gibi işliyor senaryo. Her şey reytinglere hizmet etsin diye planlanıyor. Ama olmuyor işte. Özcan'ın dizisi 'Aşk Yakar' cuma gecesi yayına girdi, günler öncesinden büyük tanıtımlarla... İlk hafta tüm günde sekizinci, AB grubunda ise beşinci oldu. Sonuçlar tatmin edici değildi tabii. İkinci hafta, o gecenin lokomotifi olan 'Asi' dizisinin saatini aldı 'Aşk Yakar'. 'Asi' ise 22.00'ye kaydırıldı. Ama bu hamleye rağmen Özcan'ın dizisi daha da geriye düştü. Totalde 12, AB grubunda ise 11. oldu. 'Asi' yine zirvedeydi. Yani hikaye iyiyse, kadro iyiyse, hiç böyle atraksiyonlara gerek yok. 'Asi' dizisindeki Murat Yıldırım ile Tuba Büyüküstün'ü özel yaşamları ile hiçbir yerde görmüyoruz ama dizi reytinglerde hep birinci sırada... Demek ki bu eski reklam numaraları yeni düzende işe yaramıyor. Biliyorsunuz, ekonomik kriz nedeniyle önce TV'ler önlem paketlerini açmaya başladılar. Sadece fiziki varlıklarıyla ekranları doldurup para kazanan birilerinin bugünleri iyi okuması gerek. Artık şöhret olmak, şöhreti korumak, para kazanmak o kadar da kolay değil.