Ve sonunda Elon Musk bunu da yaptı. Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz robot-uşağın feriştahını yapıp piyasaya sürdü.
Optimus adı verilen insan görünümlü yardımcı robot; çay- kahve yapıp servis ediyor, bitkilerinizi suluyor, çimlerinizi biçiyor, köpeğinizi gezdiriyor, market alışverişinizi yapıyor, çocuklara göz kulak oluyor hatta onlarla taş-kağıtmakas oynuyor. 24 saat durmadan çalışabilen Optimus, enerjisi tükenince tıpkı akıllı süpürgeler gibi kendiliğinden enerji santraline yanaşıp kendini şarj ediyor. Fiyatı da öyle uçuk kaçık değil. Donanımına göre 20-30 bin dolar. (700.000 - 1.000.000 TL) Yani bir otomobil parası...
Durun, daha bitmedi. Robotu alana Tesla'nın son üretimi olan güneş enerjisiyle şarj edilebilen bir de android telefon hediye ediliyor. O telefon da yakında 280 dolara (Yaklaşık 10.000 TL) piyasaya sürülecek.
Ne dersiniz, evinize böyle bir robot hizmetçi alır mıydınız? Benim cevabımı merak ediyorsanız, kesinlikle hayır. Çünkü bu Elon Musk denilen arkadaş bana pek tekin gelmiyor. Onun bir "adamını" evime sokmak pek riskli doğrusu...
Bu arada Tesla otomobillerden biri, İzmir'deki bir otoparkta şarj edilirken kendi kendine yanıp kül olmuş...
Bir de not: Yazıyı akıllı telefonumla yazarken Elon Musk'ın adını "Elin Müşkül" diye düzeltti. Aklına şaşayım!..
Kuyrukta oturmak yaşatır
Salı gecesi National Geographic'deki Uçak Kazası Raporu belgeselinde mucizevi bir kurtuluşa tanıklık etmiştim. Genç adam, uçağın iki motorunun şiddetli dolu yağışı nedeniyle durmasının ardından uçağın düşeceğini anlamıştı. Hemen dolaplarda ne kadar yastık ve battaniye varsa yanına alıp en arka koltuğa geçti. Elindeki malzemelerle kendine nispeten emniyetli bir alan yaratıp deri ceketini de başına örttü. O adam, uçak düştükten sonra hayatta kalabilen 3 kişiden biriydi.
Dün sabah kazanın gerçeği karşımdaydı. Kazakistan'da düşüp parçalanan Azerbaycan uçağının kuyruk bölümünden yürüyerek çıkan yolcuyu hayretler içinde izledim. Bu felaketten sadece kuyruk kısmında oturan 25 kişi kurtulmuştu.
Öte dünyaya uçağın önündeki first class'ta mı gitmek istersiniz yoksa en arka koltukta yeniden doğmak mı? Karar sizin...
Dinler savaşına doğru
Cumartesi günü sosyal medyada paylaşım rekorları kıran bir görüntü vardı. Sözde, Polonya halkı meydanlara çıkmış "Burası Hıristiyan bir ülke, Müslümanlara müsamaha gösterilmeyecek" diye slogan atıyorlardı.
Görüntüler doğal olarak büyük tepki çekti. Altına "İşte Haçlılar" benzeri pek çok yorum yazıldı. Sonradan anlaşıldı ki Polonyalılar o meydanlarda ulusal bayramlarını kutluyorlar. İslam karşıtı sloganlar atıldığı ise tamamen uydurma...
Dünya tek elden yayıldığını düşündüğüm buna benzer provokasyonlara karşı mutlaka uyanık olmalı. Zira küresel baronlar, işi eninde sonunda Haçlı-Hilal savaşının renklerine boyamak için yoğun mesai harcıyorlar. Bunun için en elverişli coğrafya ise yıllardır İslam kültürü ile modern yaşamı en dengeli şekilde sentezleyen Türkiye...
Bundan sonraki savaşımız; en görünmez düşmanla yani nifakla, fitneyle olacak.
Gaf'let kürsüsü
Alkolmetreyi icat eden bilim insanı Dr. Richard Lacey alkollü araç kullanırken yakalandı ve ehliyetine el konuldu.
Zap'tiye
Ben tamircinin dürüst ve kendini bilenini severim.
Ne demiş?
"Fakir hayat ya da fakir tip hayat en sağlıklı hayattır. Yani asgari ücrete üzülmesinler, kendi hayatlarını asgari ücrete göre organize etsinler." (Prof. Oytun Erbaş'ın TV 100'deki yorumu)