Atatürk karşıtı bağnaz çevrelerin son dönemde dillerine doladıkları mesnetsiz bir argüman var. "Atatürk, görevli olduğu Filistin topraklarını 4 ayda terk etti" diyorlar.
Bu anlamlı günde gerçeği benim ağzımdan dinleyin istedim.
Mustafa Kemal, kurmaylık stajı için askeri okuldaki arkadaşları Ali Fuat Cebesoy ve Müfit Özdeş ile beraber Filistin topraklarındaki Arap isyanlarını önlemek ve özellikle de Dürzileri yola getirmekle görevli 5. Ordu'ya gönderilmişlerdi. Mustafa Kemal, Şam'daki 30'uncu, Müfit Özdeş ise 29'uncu Süvari Alayı'na atanmışlardı. Ali Fuat Cebesoy ise Beyrut'taki Süvari Alayı'nda görevlendirilmişti.
Mustafa Kemal kısa sürede halkın sefalet içinde, ordunun disiplinsiz ve dağınık, yöneticilerin ise kifayetsiz olduğunu fark etti. Ordu için Dürzi isyanlarını bastırmak üzere yaşadıkları Havran'a kuvvet göndermek, Osmanlı subayları açısından bir yağma vesilesi oluyordu. Atatürk buralardaki yağma ve rüşvete bizzat şahit oldu. Ordu oraya göreve gittiğinde halktan zorla 2 mecidiye ya da 5 lira alınıyordu. Mustafa Kemal yenilikçi ve özgürlükçü düşünceleri nedeniyle adeta sürgün edildiği bu yerde sistemin içine sokulmadı ve uzak tutuldu.
Bir sefer dönüşünde bir ordu mensubu, Müfit Özdeş'in yanına gelip yüklü bir miktar para vererek, "Al, bu da senin hissene düşen" der. Özdeş, "Mustafa Kemal bu işe ne diyor?" diye sorunca o kişi "Merak etme ona bir kaç mislini vereceğiz" diye cevaplar. İkna olmayan Özdeş, "Ben yine de ona bir sorayım" diyerek arkadaşının yanına gidip olayı kendisine sorar. Mustafa Kemal "İnşallah parayı almamışsındır" diyerek ona tek bir soru yöneltir: "Bak Müfit, bugünün adamı mı olmak istiyorsun yoksa yarının adamı mı?" Müfit Özdeş "Tabii ki yarının adamı" deyince Mustafa Kemal görüşmeyi yine tek bir cümle ile bitirir: "Öyleyse o paraya dokunmayacaksın."
Bu olay, bardağı taşıran son damla olur. Mustafa Kemal, içine düşürülmek istendiği bu çarktan uzaklaşmak için acilen tayinini ister ve Filistin'den ayrılır.
Aslında bu terk ediş, devlet içindeki köhneliğe, ordunun yağma ve rüşvete bulaştırılmasına karşı gösterilen ilk tepki ve daha sonra yakılacak olan özgürlük ateşinin ilk kıvılcımıdır.
Atatürk, Filistin'i neden terk etmiş-miş... Yahu hayatını mazlum halkların kurtuluşuna adayan, Trablusgarp'tan Balkanlara ve Çanakkale'ye kadar ömrünü bu asil mücadeleye adayan, yaktığı özgürlük ateşiyle Pakistan'dan Afrika'ya ve Güney Amerika'ya kadar pek çok halkın direnişi için örnek olup cesaret veren bir kahraman, durup dururken görev yerini terk eder mi?
(Kaynak: Tarih TV'deki Beni Hatırlayınız programı, Afet İnan'ın Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler kitabı. Lord Kinross'un Atatürk: Bir Milletin Yeniden Doğuşu kitabı)
Dikkat yine sömürecek!
Adını mutlaka duymuş olmalısınız. Serdar Görel... Atatürk'e benzerliğiyle dikkat çeken bu zat, halkın Atatürk sevgisini paraya tahvil etmesi, kazanca dönüştürmesiyle nam salmıştır.
Görel geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı'nda da görev (!) başındaydı. Tik Tok'tan yayın açıp, milletten yine para topladı. İşin kötüsü, bu tuzağın farkında olmayan saf vatandaş, yayına para yağdırdı. Bugün yine bu sevginin üzerine tezgahını açacaktır kuşkusuz. Bu sömürüye artık seyirci kalınmamalı.
Gaf'let kürsüsü
Küçükçekmece'de trafik ekiplerinin denetleme yaptığı ambulansın aslında kamyonet olduğu ve kanunsuz şekilde çalıştığı ortaya çıkmasın mı?"
Zap'tiye
Sadece "Anmak" yetmez, her daim "Anlamak" gerekir.
Ne demiş?
"Öldürülene kadar size sahip çıkmayan hukuk ne işe yarar söyler misiniz?" (Arka Sokaklar'dan)