Narin kızımızın vahşice katledilmesi üzerine hafta boyunca köşemize yorum yağdı. Demirbaş okurlarımızdan Ali Uygur'un mektubu ise hepsini özetleyecek bir içeriğe sahip:
"Yüksel Bey'ciğim, günlerdir aranan küçük Narin'in cesedi, kaybolduğunun üzerinden 20 gün geçtikten sonra bulundu. Ölümünün bir cinayet olduğu anlaşılınca yorumlar birbirini kovalamaya başladı. Kim öldürdü, neden öldürdü, nasıl öldürdü soruları halen (13 Eylül Perşembe itibarıyla) bir cevap bulmuş değil. Ama ortada bir gerçek var ki; Narin kızımız ya görmemesi gereken bir şey gördü ya da bilmemesi gereken bir şey biliyor.
Yorumlar bir tarafa ben asıl Yüksel Aytuğ Bey'in işaret ettigi 'Kısas' üzerinde durmak istiyorum. İslam ceza hukukunda 'Kısas' vardır. Hırsızlık yapanın sağ kolu kesilir, öldüren öldürülür. Yüce Rabbimiz buyuruyor ki 'Kısasta sizin için hayat vardır.' (Bakara suresi 179. ayet) Aslında bu cezalar caydırıcı olmaktan ziyade suçun karşılığıdır. Bir hayvandan daha aşağı bir yaratık her ne sebeple olsun vahşice, canavarca hislerle küçücük bir fidanı hayattan koparsın, 5-10 yıl hapis yatsın (belki de daha az) sonra da salıverilsin. Bunu ne akıl ne vicdan ne de din kabul eder.
Kadın ve çocuk cinayetlerine taammüden (bilerek, isteyerek ve tasarlayarak) adam öldürenlere idam cezası gelmeli ve uygulanmalıdır. Hatta çocuk cinayetlerinin cezası halkın önünde uygulanmalı ki ibret-alem olsun. Bir kez daha belirtmeliyim ki, idam cezası, işlenen eylemin karşılığıdır. Saygılarımla..."
Bu nasıl tasarruf ?
Değerli dostum Muharrem Akduman'dan fıkra gibi bir gözlem geldi:
"Yüksel'ciğim günaydın, öyle üşütüklere şahit oluyorum ve komedi filmlerinde olmayacak diyaloglarla muhatap oluyorum ki, kayıt altına almam gerek bazılarını. İzle, izle gül!..
Eczanede bir adam 70 yaşlarında, sohbet ederken diyor ki: 'Ben, arabamı, daima gider İzmir'den fullerim. Çünkü orada daha ucuz.' Eczacı da kırmamak için 'Haklısınız' diyor ama adam devam ediyor: 'Marmaris ile İzmir'de fulleme arasında 80 TL fark var. Niye burada fazla para vereyim?' Ben, dayanamadım girdim söze: 'Kardeşim, Marmarisİzmir- Marmaris kaç TL. benzin yakıyor?' Cevap: 1500 TL... 'Vallahi ben de gidip İzmir'den alacağım bundan sonra' diyorum. Adam gururla 'Tabii, bunu idrak eden yok. Siz kârı nasıl anladınız bak! Akıllı adamsınız zira' diyor. Gülmemek için kendimi zor tutup dışarı atıyorum... 80 TL kâr, 1500 TL zarar... Tam başımıza getirmemiz gereken bir Maliye Bakanı olabilir. :) Sonradan öğrendim ki adam emekli banka müdürü imiş ve o banka çoktan batmış. :) Sevgiler..."
Scooter işgaline son!
Okurumuz Alkın Sökmen, yollarımızın yeni sıkıntısı scooter meselesine çözüm için Paris örneğini vermiş:
"Yüksel Bey merhaba. Sizden ricam, lütfen şu kiralık scooter işini bir gündeme alınız. Ben, İstanbul Erenköy'de yaşıyorum. Artık ailemle kaldırımda güvenli bir şekilde yürüyemiyorum, her an scooter'lar nereden gelecek diye tedirginlik içinde kalıyoruz. Paris'te bu işi referandum yaparak çözdüler. Halkın yüzde 86'sı 'Kiralık scooter işine son verilsin' dedi. Biz de bunu İstanbul'da yapamaz mıyız? Kaldırımlarda ve yollarda canımıza kast etme riski bulunan bir yapının devam etmesi ya da sonlandırılması hakkında en azından bir fikrimiz sorulsun. Saygılarımla..."
Şeref kürsüsü
Sivas'ta yanlış otobüse binen down sendromlu çocuk ve annesini evlerine kadar bırakan halk otobüsü şoförü Muhammet Cin gönülleri fethetti.
Zap'tiye
Kuzey Kore Genelkurmay Başkanı, bir madalya daha alsa neresine takacak acaba?
Ne demiş?
"Yahu siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Ben temsil etsem Türkiye'yi daha iyi be!.." (Dr. Ahmet Çakar'ın yeni Türkiye güzeliyle ilgili Beyaz Futbol'daki yorumu)