Küçük Narin'in vahşice öldürülmesinin arka planında çok derin bir ilişkiler yumağı olduğu artık yadsınamaz bir gerçek.
Herkesin kafasında deli sorular. Korkunç iddialara her gün yenileri ekleniyor:
Narin'in amcası ile annesi arasında bir ilişki mi vardı?
Baba bundan haberdar mıydı?
Narin, annesi ve amcasını uygunsuz vaziyette gördüğü için mi öldürüldü?
Zavallı çocukcağız, bir arsa anlaşmazlığı uğruna mı katledildi? "Sana öyle bir acı yaşatacağım ki, unutamayacaksın" sözü ne zaman, kimin ağzından çıktı?
Bedenden ayrılan bacağın sırrı ne?
Narin'in yıllar önce merdivenden düşerek öldüğü söylenen ablasının başına da mı aynı olay geldi?
Muhtarlık yapan amcanın 200 bin lira vererek cesedi yok ettirmeye çalıştığı kişi neden ihbarda bulundu?
Cenaze töreninde "Haydi gidin şimdi yalan konuşun" dedikten sonra yumruk yiyen kadın ne anlatmak istedi? Annenin sürekli yalan söylediği iddialarıyla kadının tepkisi bir araya geldiğinde bunu nasıl okumamız gerekiyor?
Köy halkı neden sürekli basın mensuplarına saldırdı? (Aralarında ölümle tehdit edilenler bile oldu)
Köylüler neden suskun kaldı? Zengin olduğu söylenen amcanın mali gücünün yanı sıra, ailenin tümünün DEM Partili olması, insanların üzerinde ekstra bir baskı unsuru mu oluşturdu?
Cinayetin işlendiği gün, Narin'in ağabeyi ve arkadaşlarının bir köpeğe tecavüz ettiği iddiası ne derece doğru?
Bütün bunlar benim kafamdan uydurduğum sorular değil. Gazeteler, televizyonlar ve sosyal medyada seslendirilen iddialar. Belki de hepsi iftira, hepsi yalan. Bilerek ya da bilmeyerek insanların günahını alıyorlar. Ama unutmayın ki; yalan, sokağa çıkmak için gerçeğin eve kapanmasını bekler.
Eminim, bu soruların cevabını bilenler, sizin ve benim sandığımızdan çok daha fazladır.
Zaten başımıza ne geliyorsa, o "dilsiz şeytanların" yüzünden gelmiyor mu?..
Sevsinler çocuk hassasiyetinizi
DEM Partililer her zaman yaptıkları gibi bu kez de PKK teröristleriyle birlikte sokaklarda Narin için yürüyüp slogan attılar. Her felaketten rant devşirme uğruna, masum bir yavrunun vahşice katledilmesinden daha hunharca oy damıtmaya çalıştılar.
Madem çocuklar ve kadınlar konusunda bu kadar hassastınız da bebek katili Apo'nun peşine niye takıldınız? Her gün mahallenizden toplanıp dağa kaldırılan, ıssızlarda çökertilip tecavüz edilen, sözde bölge sorumlularının hareminde köle yapıldıktan sonra işkenceyle öldürülen o kızlar da "masum çocuklar" değil miydi? Onlar için neden gıkınız çıkmadı? Madem anaydınız, bacıydınız da aylarca, yıllarca partinizin merdivenlerinde sizin kaçırdığınız bebeleri için gözyaşı döken gerçek annelere, babalara, kardeşlere sırtınızı döndünüz?
Sevsinler sizin sahte duyarlılığınızı...
Bu ne sahtekarlık?
Siyasetten resmen iğrenir oldum. Özellikle de muhalefet etmek uğruna ortaya konulan riyadan, yalandan, dolandan, sahtecilikten...
Sen yıllardır Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'e, Misak-ı Milli sınırlarına göz koyan, tuzaklarla, mayınlarla kahpece binlerce askeri, polisi, korucuyu katleden, her gün devlete küfredip, Silahlı Kuvvetler'in kimyasal silah kullandığı yalanını ortaya atanları arkana alıp onlara tek laf söylemeyecek ve söyletmeyeceksin, Mavi Vatan'a "Hikaye" deyip, "PKK sizi tükürüğünde boğar" diyenleri makamında kabul edip, fotoğraf çektireceksin sonra da çıkıp "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyeceksin.
Keşke gerçekten Mustafa Kemal'in askeri olanların postalındaki çamur olabilseniz...
Şeref kürsüsü
Meksika'da kasırgadan kurtardığı bebeği emziren polis memuru terfi ettirildi.
Zap'tiye
"Ayy Engiiin... Bana adliye sarayı mı aldııın? Hem de içindekilerle birlikteee..." (Sosyal medyadan)
Ne demiş?
Yalova'da gelin arabasından havaya ateş ettikleri için balayından karakola götürülen çiftin açıklaması pes dedirtti: "Biz bunun suç olduğunu bilmiyorduk!.."