Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Akademi Türkiye yeniden yayınlansın

Tartışmasız, Türk televizyon tarihinin en nitelikli, en heyecanlı, en verimli müzik yarışmasıydı. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen okurlarım hemen her hafta aynı soruyu soruyor: "Akademi Türkiye'nin o unutulmaz bölümleri neden yeniden yayınlanmıyor?"
Haklılar. Barış Akarsu gibi bir efsaneyi müzik dünyasına kazandıran, hâlâ yaz sahillerinin en aranan, en eğlenceli şarkıcısı Deha Bilimler ile Cenk Yüksel'i şöhretle tanıştıran, Özgür Çevik, Pınar Aylin, Tolga Futacı gibi yeteneklerin oyunculuk performanslarının keşfedilmesini sağlayan Akademi Türkiye yarışması asla unutulmadı.




Reha Muhtar ve Öykü Serter'in harika sunumu, aralarında rahmetli Meral Okay'ın da bulunduğu çok renkli jürisiyle fark yaratan Akademi Türkiye'yi Z Kuşağı'nın da izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Üstelik sadece performans geceleriyle değil, Akademi'deki günlük hayatın anlatıldığı gündüz kuşağıyla da... Hele ki Turkuvaz bünyesinde a2 gibi bir retro kanalı da varken bu "hizmet" onlardan esirgenmemeli...
Bir de iddiam var: Akademi Türkiye yaz sezonunda yeniden yayınlansın, reytingleri alt üst etmezse ne olayım...

Malzeme iyi, aşçı yok
Dünya Güzellerim farklı bir formatla yeniden Show TV ekranlarında arz-ı endam eyledi. Geçen sezonunda biraz ağır eleştirdiğim için Bülent Ersoy ile azıcık papaz olmuş, arayı zor düzeltmiştik. Ama eleştiriler yerini bulmuş olmalı ki bu kez daha eli yüzü düzgün, daha ölçülü bir programla karşılaştım. Ekibe katılan Seray Sever de "kantarın topuzu" görevini şimdilik iyi beceriyor gibi. Yeni formatta güzellerimiz dönüşümlü olarak otel genel müdürü, yeme-içme müdürü, temizlik müdürü ve eğlence müdürü görevlerini yerine getiriyorlar.




Geçen sefer olduğu gibi Bülent Ersoy, formatın günah keçisi Banu Alkan'ın üzerinde fazla tepiniyor. Ortaya çıkan görüntü, eğlenmek üzere ekran başına geçen izleyiciyi hüzünlendiriyor. Benden söylemesi...
İlk bölümde temizlik müdürü görevini üstlenen Banu Alkan'ın oteli temizlemek için kova ve fırça yerine doğal taş getirmesine çok güldüm. Yine de programın, mizah yeteneği kuvvetli bir metin yazarına ihtiyacı var. Yoksa bu "malzemeye" yazık olacak...

İki önemli konu
Köşemizin müdavimlerinden Muharrem Akduman bu hafta da iki önemli konuya parmak basmış: "Az önce magazin programında izleyince çok üzüldüm. Gece 03.00'te bar kapılarında 5 yaşındaki kız çocuğunun eline bir gül verip, sanatçıların önüne atarak sattıran aileleri kınıyorum. O çocuğun o saatte, orada ne işi var?
Bir de hayvan hakları savunucularına tavsiyem var: Lütfen tatil yörelerine gitsinler. Hatun 2 saat güneşleniyor ve köpeği de yanında. Büyük eziyet. Ölür o hayvan... Bir hayvan dostu olarak bu duruma çok üzülüyorum. Birkaç veteriner arkadaşıma da danıştım. 'Evcil hayvanlar güneşin alnında en fazla 5 dakika durabilir' dediler. Zira buralarda hava 40 derece. Sevgiler..."

Gaf'let kürsüsü
Okurumuz Murat Kılıçarslan sobelemiş: Gelin Evi'nde iki yarışmacı "50 bin lirayı kazanırsam ameliyat olması gereken bir yakın akrabama vereceğim" dediğinde, kameranın yarışmacının kollarında bulunan, her biri parmak kalınlığındaki bilezikleri göstermesi görülmeye değerdi.

Zap'tiye
Yusuf Güney "2024 sonunda dünyayı uzaylılar istila edecek, hazır olun" diye uyardı. Arda Kural "Burası paralel evren. Gerçekte ben göbekli, kel, evli ve mutsuz bir adamım" dedi. Şov dünyasında "uçmak" için jet yakıtına ihtiyaç yok!

Ne demiş?
Okurumuz Ali Aktulga, Westworld dizisindeki repliği not etmiş: "Seni hatırlayan en son kişi kadar yaşarsın."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA