Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ağzı bozuk şarkılar

Yeni nesil şarkı ve şarkıcıları dinlemekte çok zorlanıyorum. Çünkü Türkçeyi fena halde eğip büküyorlar.
Bir kere Nişantaşı Tikisi Ağzı diye niteleyebileceğim ve gençler arasında çok yaygın olan o ağzı yayarak konuşma biçimi şarkıcılara da musallat oldu. Örneğin, bütün E'ler açık. "Ben" demiyorlar, "Baan" diyorlar. Sesli harflerin hepsini, üzerinde tepinir gibi vurgulayarak ağızlarından çıkarıyorlar. Ne gerek varsa S'ler Ş, C'ler Ç olmuş. Harflere kuyruk takınca seslerinin güzelleşeceğine inanıyor olmalılar. Bütün sert ünsüzler mikrofonda patlıyor. Adam normal konuşurken telaffuzu gayet düzgün. Ama şarkı söylerken içindeki tonmaister (ses düzenleyicisi) bütün tuşlara aynı anda basıyor gibi...
Bir de Türkçe şarkıyı İngiliz ya da Amerikalılar gibi ağızlarında yuvarlayarak telaffuz etmeye çalışan "içimizdeki İrlandalılar" var ki bende ağızlarına kürekle vurma hissi uyandırıyorlar.
Ayrıca rock söylemeyi ıkınmak sanan, şarkıya ille de yorum katacağım diye bestecisine mezarında takla attıran, sırf sıra dışı olmak için çizgi film sesiyle çocuğa yatan bir garip şarkıcı güruhu türedi.
Türkçenin ağzını bozmayı şarkıcılık sananlara, müziğin yollarına döktükleri bu çöpler için ekstra çevre vergisi kesilmeli...

Olmadı Deniz Akkaya!
Deniz Akkaya sosyal medyasından acayip bir paylaşım yaptı. Dedi ki:
"1997 senesinde başlayan kariyerin ve çok mutlu bir hayatın akabinde son derece yanlış bir baba seçimi ile hamile kaldım ve hayatım resmen kabusa döndü. Bir ruh hastası ile verdiğim velayet savaşı bir ömür sürdü. Az önce 16 senedir resmen tek başıma baktığım kızımın benden ısrarla sakladığı telefonunu ele geçirdim. Benden habersiz yurtdışı planları ve fazlasını bulmam neticesinde telefona el koydum.



Fiziken bana saldırması yetmediği gibi beni 1.5 saat balkona kilitledi. Komşuların ve güvenliğin ricaları karşılıksız kalınca 3 kez 112'yi aramam neticesinde kurtarıldım. Polislere de karşı çıkan sonrasında bir de hızını alamayıp bana itibar suikastı yapan bu ruh haline, ergenliğin arkasına saklanmasına izin vermeyeceğim. Biz nerede hata yaptık biliyor musunuz? Kontrolsüzce severek. Anne olmak bu değil ve olmamalı. Allah tüm annelere sabır versin."
Ben de bir kız evlat babasıyım. Onun için iri kıyım laflar etmek niyetinde değilim. Allah, evlatlarımızın karşısına iyi insanlar çıkarsın. Ama bir ebeveyn asla evladını sevmekten vazgeçemez, ne olursa olsun. Bu sözlerin bir kızgınlık anına denk geldiğine inanmak istiyorum. Aksi halde ortada anne-kızın bir arada profesyonel psikolojik yardım almasını gerektiren ciddi bir durum olduğunu düşünüyorum.

HAFTANIN ŞİİRİ

DİLİM DİLİM TÜRKÇE
Etraf "Wouv"dan geçilmiyor
"Okey"lerin sonu gelmiyor
Söyleyin bana erkekçe
Yabancı diliniz mi Türkçe?

"Yaşasın" demek zor mu ki?
"Tamam" diyen dinozor mu ki?
Ağzınızda "Level" olmuş düzlük
Vereceğim elinize Türkçe sözlük

Döner "Returns" olmuş mönüde
Alexander'a dönmüş İskender de
Zaten İngilizce tabelaların yarısı
Dilinizi soksun eşek arısı

Acı yemeden "dilim" yanıyor
Vallahi gördükçe gözlerim kanıyor
Lisanımı bozandır kuyumu kazan
Tosun değil bunu buraya yazan

Yüksel Aytuğ - 2024

Gaf kürsüsü
Sevgili dostum ve meslektaşım Muharrem Akduman, ana haber bültenlerine düşen hikayeyi nakletmiş: Memur, tapu dairesine gelen satıcı ve alıcıya "İkinizin fotoğrafı lazım" deyince gidip yan yana fotoğraf çektirerek getirmişler.

Zap'tiye
Bilinçaltı temizliği ve şamanik kuantum yönteminin seansı 23 bin liraymış. Psikolojiniz düzelir mi bilmem ama ekonominizin bozulacağı kesin.

Ne demiş?
"Endişesi yarındı, bu gece öldü..." (Sosyal medyadan bir kitaplık felsefeyi bir cümleye sığdıran söz)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA