Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Duyun Allah’ın sessiz kullarını

Kimse kusura bakmasın, eğer toplanıp uyutulacak birileri varsa onlar "Canım bugün birilerini öldürmek istiyor" deyip karşısına çıkan ilk genç kızı samuray kılıcıyla öldürenler, dükkanının arka odasına yatak serip, duvarlarına yumurta kartonuyla ses izolasyonu yaparak mahallenin neredeyse tüm çocuklarına tecavüz edenler, sırf apartmandan çıkan bir erkek olduğu için üniversiteli kuryeyi 25 bıçak darbesiyle katledenler ve kalp pili takılı 84 yaşındaki engelli ihtiyarı otobüste karısının yanında dövüp, 5 ay sonra kahrından ölmesine sebep olanlardır.



Hiçbir sokak hayvanı böyle bir vahşete girişmez. Saldırmasının mantıklı sebepleri olabilir sadece. Kendisine kötü davranılması, yavrularının tehlikede olduğunu düşünmesi ya da vahşileşecek kadar aç ve susuz kalması. Bunların tümünün sebebi de o masumlar değil, biz insanlarız.
Bu arada sokak hayvanları ile ilgili yasa henüz hazırlık aşamasında. Eminim ki zerre vicdan taşıyan, Allah'ın yarattığına saygı duyan hiç kimse sessiz kulların canını alacak bir kararın altına imza atmaz. Bu sebeple, başıboş hayvanların yarattığı tehlikelere en mantıklı, en insancıl, en hakkaniyetli çözümün bulunacağına yürekten inanıyorum.




Diğer yandan insanımızın zaaflarını kullanarak kendi menfaatlerinin peşinde koşanlara karşı da uyanık olalım. Zira hayvan maması başlı başına çok kazandıran bir sektöre dönüştü. Gerçek hayvanseverlerin haklı hassasiyetleri ile cebini doldurmayı düşünen mama trollerinin sözde tepkilerini birbirlerinden ayıralım.
Ve... Evimizdeki 2 kedinin yanı sıra sokaktaki 8 kediye ve 5 sokak köpeğine düzenli olarak bakan biri olarak, Allah'ın sessiz kulları için sosyal medyada seslendirilen büyük hassasiyeti sonuna kadar destekliyorum.

Boğaz'ımız ağrıyor
Vakit buldukça Sarıyer-İstinye sahil hattında yürüyüşler yapıyorum. Yürüdükçe de kahroluyorum.
Boğaz'ın suları bir felaket. Denizi görmek için buraya gelenlerin midesi bulanıyor. Suyun üzeri sürekli olarak yağlı bir köpükle kaplı. Beraberinde de çer, çöp ve çeşitli atıklar...



Özellikle Kuruçeşme sahilinde tur tekneleri ve özel yatların bağlandığı alanda ağır bir deniz kirliliği yaşanıyor. Çünkü kocaman tekneler o bölgedeki su sirkülasyonunu engelliyor ve kaçınılmaz olarak kirlilik orada birikiyor.
Dünyanın incisi İstanbul'u önce fethettik, sonra İngiliz işgalinden kurtardık ama vurdumduymazlık ve adam sendecilikten bir türlü kurtaramadık...

"Nasıl başarıyorsun?"
Pazar neşesi olacak harika anekdota sosyal medyada rastladım. Altında "alıntı" olduğu yazıyordu. Kaynağına ulaşamadım. Sahibi kimse, hakkını helal etsin.



Orhan Veli ile Sait Faik'in işi gücü yoktur. Eftalikus Kahvesi'nde otururlar. Can sıkıntısından her gün birer Cumhuriyet Gazetesi alıp bulmacalarını çözmeye başlarlar. Sonraları ise bu bulmaca çözme işi aralarında bir iddiaya dönüşmeye başlar. İddia şudur; O günkü bulmacayı kim önce bitirirse karşı taraf o kişiye içki ısmarlayacaktır. Günler böyle geçerken Sait Faik yenilgiden yenilgiye koşmaktadır. En sonunda canına tak eder ve, "Nasıl beceriyorsun da her gün bana ısmarlatıyorsun?" diye serzenişte bulunur. Orhan Veli ise insanı çıldırtacak sakinlikte cevap verir:
"Çünkü Cumhuriyet Gazetesi'nin bulmacalarını ben hazırlıyorum..."

Gaf'let kürsüsü
Kocaeli'deki kavgada Murat Ekemen, Kaptan Kırdudu'yu 10 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Ekemen, mahkemedeki savunmasında, "Şahsın, yaralandığını hiç düşünmedim" dedi.

Ne demiş?
"Komşu tabağı gibisin, boş veremiyorum seni..." (Sosyal medyadan)

Zap'tiye
Birileri onları uyutmayı tartışırken, o birilerini uyutmamaya çalışmıştı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA