Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ceplere gelen seçim mesajları geri tepti

Geride bıraktığımız yerel seçimlerde dijital reklam rekoru kırıldı. Partiler ve adaylar propagandaları için 500 milyar liradan fazla harcama yaptılar.
Cep telefonlarımıza en uygunsuz anlarda düşen aday mesajlarından çok rahatsız olduğumu geçenlerde bu köşeden "Görürsünüz siz" başlığı altında dile getirmiş ve şöyle demiştim:



"Vatandaş cep telefonuna saat başı gelen propaganda mesajlarıyla taciz ediliyor. İyi de kardeşim, belki ben o adayı desteklemiyorum hatta kendisinden nefret ediyorum. Ne olacak şimdi?.. Ama kanım yerde kalmayacak. 1 Nisan'dan sonra her gün sabaha karşı kendilerine saçma sapan mesajlar atacağım. 'Yüksel Aytuğ bugün saat 07.30'da tuvalete girecek' ya da 'Yüksel Aytuğ bu akşam saat 20.00'de Atv Ana Haber'e konuk olmayacak' gibi... Nasıl olsa alayının cep telefonu rehberimde. Vallahi yandılar..."
Seçimlerdeki dijital propaganda harcamalarının analizini yapan Dijital Pazarlama Okulu'nun kurucusu Yasin Kaplan, beni destekleyen bir veri açıkladı. Dedi ki, "Gece geç saatlerde gönderilen bu mesajlar Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu ihlal etti. Siyasi liderlerin bu tür hataları kamuoyunda güven kaybına neden oldu ve seçmenlerde olumsuz bir etki bıraktı."
Hah, işte benim de söylediğim tam da buydu. Seçimde beklediği sonucu alamayan adaylar, ortaya çıkan manzarayı bir de bu "taciz" yönünden değerlendirmeliler.

Bu ne yaman çelişki?
Bayramda ülkedeki 35 milyon kişi yer değiştirdi. Kimi sorsam tatilde. Sosyal medya, güney sahillerinden paylaşılan fotoğraflarla dolup taşıyor. Otellerde doluluk oranı sezon dışı olmasına rağmen yüzde 90'ı bulmuş.
Peki ya seçimi Cumhur İttifakı'na kaybettirdiği söylenen aç, açıkta, fukara insanlar nerede? Trafik yoğunluğunun yüzde 9'lara düştüğü İstanbul'da sadece fakirler kaldı desem, o da değil. Çünkü sokak arasındaki kebapçıda iftar yapmak için iki gün öncesinden yer ayırtmamız gerekti.
Seçim sonuçlarını tamamen ekonomik sıkıntılara bağlayanlar bu manzaraya bakıp ne söyleyecekler, doğrusu çok merak ediyorum.

İstanbul bayramda gezilir
60 yıllık bir İstanbullu olarak bayramları iple çekiyorum. Tatile gitmek için değil, şehrimi doyasıya gezmek için. Çünkü trafik yok, arabayı nereye park edeceğim derdi yok. Yollar açık olunca yakıt maliyeti de neredeyse üçte iki oranında düşüyor. Sarıyer-Taksim yarım saat. İnsan bunu rüyasında görse inanmaz.



Ailemi arabaya doldurup her güne ayrı bir kültür-turizm turu düzenliyorum. Bizimki öyle pahalı turlar da değil. Bir gün Kilyos sahilinde gezinti ve deniz kabuğu toplama, ertesi gün Boğaz'da balık tutma ve Belgrad Ormanı'nda bisiklet... Özellikle trafik yüzünden hasret kaldığımız Eminönü-Sultanahmet- Beyazıt hattında tarihi yarımadayı turlamayı, turşu suyu eşliğinde balık ekmek yemeyi, Balat'ta ahşap oyuncak müzesini gezmeyi ne çok özlemişiz...
Geçiyoruz karşı yakaya, korkmuyoruz köprü trafiğinden. Öyleyse ver elini Kız Kulesi... Demli çay eşliğinde 360 derece İstanbul gibisi var mı?
Bayramda insan kendini gurbetten dönmüş İstanbullu gibi hissedip, şükrediyor. "Allah'ım, bize iyi ki bu şehri nasip ettin."
Bir sonraki bayrama kadar hoşça kal İstanbul'um...

Ne demiş?
Karısı internetten tanıştığı adama kaçan Ali Uçar, Esra Erol'da programında ilginç bir iddia ortaya koydu: "Dış güçler yuvamı yıktı."

Şeref kürsüsü
Bayramı sınır hattındaki karakollarda ve nöbet kulübelerinde geçiren Mehmetçik ve kahraman polisimize ne kadar minnet etsek azdır.

Zap'tiye
Magazin medyası, MasterChef jürisi Somer Sivrioğlu'nun aşk trafiğine yetişemiyor. Şefin imza yemeği: Fırında Mercimek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA