Benim üslubuma hiç uymayan, sert, sivri köşeli ve rahatsız edici bir yazı okuyacaksınız birazdan. Şimdiden uyarayım...
Metin Şenay isimli azgın sapığı mutlaka duymuşsunuzdur. Kendisi mahalleye su dağıtımı yapan bir bayi. Geçen mayıs ayında kayıp bir kız çocuğunun izini süren polis, onun en son Metin Şenay'ın kamyonetine bindiğini belirliyor. Sapığın deposunun arkasındaki ses izolasyonu özenle yapılmış ve içinde sadece bir yatak bulunan bölmede baygın yatan 12 yaşındaki kızı buluyor. Kız hiçbir şey hatırlamıyor ama özel yerlerinden kan geliyor. Odada ayrıca selfie çubukları ve çeşitli çekim aletleri ile iğrenç bir görsel arşiv de bulunuyor. Ayrıca kuzeninin iki çocuğu da dahil 6-7 farklı kız çocuğuna ait olduğu değerlendirilen saç tellerine rastlanıyor. 5 yaşından beri tecavüz ettiği bir çocuk ise felç kalıyor.



Metin Şenay'ın yakalandığında "Evet ben yaptım" dediği ve bunun üzerine mahalleli tarafından linç edilmek istendiği, kolluk kuvvetleri tarafından linçten kurtarıldığı da polis tutanaklarına geçiyor. Sonradan mahalledeki pek çok çocuğun Metin Şenay tarafından tecavüze uğradığı ve korkularından kimseye söyleyemedikleri ortaya çıkıyor.
Daha önce de tacizden yakalanıp serbest bırakılan bu sapığa ne ceza verileceği meçhul. Muhtemelen uzunca bir süre onu bizim vergilerimizle hapiste besleyip bir güzel semirteceğiz. Sonra da bir afla aramıza karışacak belki...
Ama bir kız çocuğu babası olarak içimde çok güçlü bir his var. Metin Şenay isimli o uğursuz, iyice yaşlanıp da çoklu organ yetmezliğinden filan ölmeyecek. Tabii ki istikbalini Allah bilir ama bence ecel onu çok daha öncesinden yakalayacak.
Şimdilik onun fotoğrafını paylaşmakla yetiniyorum ki, o rezil sıfatına dilediğinizce tükürebilesiniz diye. Uzun vadeli dileğim ise sapıklara yeniden idam cezası getirilmesi...

Bu daha fitilin dumanı
Rusya tıpkı yıllar önceki Kara Dullar saldırısı gibi yine bir konser salonunda vuruldu. Üstelik istihbarat örgütlerinden gelen onca uyarıya rağmen.
Olayın bir başka esrarengiz yönü, Chistopher Nolan'ın 2021 yılında çektiği Tenet filminde resmedilen konser baskınının aynısının hayata geçirilmiş olmasıydı. Bütün bunları alt alta koyup topladığımda birilerinin fena halde 3.
Dünya Savaşı'nı arzuladığı sonucuna varıyorum. Daha geçenlerde bu sütunlarda "3. Dünya Savaşı başladı bile" diye yazmıştım. O konser salonunun üzerinde tüten, sadece bombanın fitilinin dumanı. Korkarım çok yakında asıl patlama ile sarsılacağız.
Allah o günlerden hepimizi esirgesin...

Yeni kaş modası
Gelinim Mutfakta yarışmasının sıra dışı kayınvalidesi Beyhan hanımı artık tanımayan yok. Çünkü adeta Kanal D'nin ekran yüzü oldu. Geçenlerde baktım da sunucu Nursel Ergin'den rol çalıp, programın iletişim numaralarını bile o anons ediyor.



Beyhan Hanım'ın iki alâmet-i farikası var. Birincisi, bir türlü gelininin hazırladığı tabağı bulamıyor. İkincisi ise acayip kaşları. Hani güzel kaşlara sahip olana "Keman kaşlı" derler ya, bizimki kemandan öte "kontrabas" ebatlarında...
Bu kaşlar hâlâ nasıl moda olmadı şaşırıyorum vallahi...

Gaf kürsüsü
Müdavimimiz Muharrem Akduman'ın isyanı: Ben Bilirim'de yüksek tahsilli kadın yarışmacıya soruldu: Basra Körfezi'nde bir ülke? Verdiği cevap: İtalya!!!

Zap'tiye
Putin sadece Trabzon'da kurulan sandıkta kaybetmiş. Gel de Fenerbahçe'yi takdir etme...

Ne demiş?
"Cezaevine giren herkes sonunda katile dönüşür. Çünkü zaman öldürür." (İnci Taneleri'nde Azem Hoca'nın sözü)