Seçim yaklaşırken siyasi partiler propaganda faaliyetlerini televizyon klipleri üzerinde yoğunlaştırdılar. Her gün ekranda yeni bir tanıtım filmiyle karşılaşıyoruz. (Bu arada geçenlerde bu köşede "Ekrem İmamoğlu neden benim belediyeye ödediğim paralarla kendi reklamını yapan klipler yaptırıyor? Yok öyle yağma" diye isyan etmiştim. Kısa sürede o çalışma ekranlardan kaldırıldı. Eh o da bir şeydir nihayetinde...)
Siyasi klipler arasında en etkili ve vurucu olanlardan biri de MHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından "Algı belediyeciliğine son" sloganıyla yayınlanan harika çalışma.



Ekrem İmamoğlu'na fena halde benzeyen adamı büyük bir mücadele vererek tırnaklarıyla bir kaya duvarına tırmanırken görüyoruz. Geniş plana geçildiğinde ise adamın aslında yerde uzandığı ve görüntünün tamamen "feyk" olduğu anlaşılıyor. Yani zirveye tırmanıyor gibi gördüğümüz adam meğer yerde debeleniyormuş...
Sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada siyaset, toplumun algılarını yönetmeye dönüştü. Artık hizmet değil pazarlama, icraat değil görünüş önemli. İşte bu nedenle MHP İstanbul İl Başkanlığı'nın servis ettiği klibi "uyandırma servisinin alarmı" olarak görüp, değerli buldum.

Hırsıza mal beğendirmek
Çağın hırsızları da kendilerini marka bağımlılığına kaptırmış görünüyor. İstanbul'da 27 suç kaydı bulunan ve izinli çıktığı cezaevine geri dönmeyen hırsız, otobüse binerken önündeki kadının cep telefonunu çalıyor. Ama markasını ve modelini beğenmediği için "Hanımefendi telefonunuzu düşürdünüz" deyip telefonu kadına geri veriyor. Ancak onu takip eden sivil polis tarafından suçüstü yakalanıyor.
Benim asıl merak ettiğim ise o kadının ruh hali. Malum, telefon artık bir haberleşme aracı değil, statü göstergesi. "Telefonunu hırsıza bile beğendirememek" umarım onda duygusal bir travma yaratmamıştır...

'Psikologlara psikolog lazım'
Cümlenin sahibi sevgili Hakan Ural. Neler Oluyor Hayatta programındaki partneri Nur Tuğba Namlı, son dönemde seksi görüntüleri ve danslarıyla "hizmet veren" yeni nesil psikologlar dosyasını açınca Hakan Ural'ın ilk tepkisi bu oldu.



Hani haksız da sayılmazdı doğrusu. Ayşe Özyürek adlı psikolog, dekolte sınırlarını zorlayan kıyafetleriyle danışanlarının derdine derman olmaya çalışıyordu. (Kim bilir belki de ruhlarının derinliklerinde yeni sorunlara sebep oluyordu) Psikolog Selin Yıldız'ın yöntemi de sıra dışıydı. Danışanlarından gelen soruları seksi dans figürleri eşliğinde cevaplıyordu.
Ne diyelim? Allah cümlemize akıl fikir ihsan eylesin...

Bir dünya rekoru mu?
Karısını 23 kurşunla vuran eski koca, filmlere taş çıkartan bir operasyonla yakalandı. Firardaki adam sosyal medyada canlı yayın açma hatasına düşünce, dijital takip yapan polis onu saklandığı evde kıskıvrak yakaladı.
Gelin görün ki, haberin en ilginç tarafı atlandı. Zira yaralı kadın 23 kurşun yiyip hayatta kalmıştı. Bence asıl irdelenmesi gereken yer burasıydı.
Vücuduna iki şarjör dolusu mermi yiyip, hayatta kalan başka biri var mı bilmiyorum. Araştırıldığında bir "dünya rekoruna" ulaşılabileceğini düşünüyorum. Peki o kadın kaç ameliyat geçirdi, onu kurtaran doktorlar kimlerdi, o anlarda neler hissetti? Polis/ adliye muhabirlerinden biri de bu soruları merak edip, kadınla röportaj yapmadı.

Gaf kürsüsü
Taksim'de dükkan kurşunlayan alkollü magandanın savunması pes dedirtti: "Silahımı denedim."

Zap'tiye
Ne garip!... CHP depremden bir yıl sonra Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ı enkazın altından çıkarmaya çalışıyor...

Ne demiş?
Show Haber'de "Damsız girilmez" uygulaması hakkında sokak röportajları yapılıyordu. Bir genç isyan etti: "Bence yanlış. Belki oraya girince bulacağız damı, nereden biliyorlar? Kısmet bu..."