Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

4 tabancalı doçent

Önceki gün İzmir'de bir aile faciası yaşandı. Bir doçent, kendi gibi akademisyen olan eşinden boşanmak üzereydi. Beline 4 tane ruhsatsız tabanca koyarak eşinin yaşadığı evin önüne gelip pusuya yattı. Araçlarından inen karısına, minicik kızına ve kayınvalidesine kurşun yağdırdıktan sonra kalan mermiyi de kafasına sıktı. Kızı ve kayınvalidesi hayatını kaybetti, karısı komada...
Soracak öyle çok sorum var ki...
Hani her şeyin başı eğitimdi?
Ülkenin en eğitimli adamları, profesör olmasına çeyrek kalmış kişiler bile silah kuşanıp, yıllardır aynı yastığa baş koyduğu karısını, melek gibi günahsız yavrusunu, onların dünyaya gelmesine vesile olan kayınvalidesini gözünü kırpmadan öldürme güdüsüyle donanmışsa, "Batsın bu üniversiteler" mi diyelim?
Hem dünyadaki hukuktan hem öte dünyadaki ilahi adaletten umudunu kesmiş bu insanlar, akademik kariyerleri boyunca nasıl bireyler yetiştirir?
Bir doçent 4 adet ruhsatsız silahı nasıl ve nereden temin eder? Hırsız, uğursuz olsa yol yordam bilir ama üniversitede ders veren, hayatı kitaplar arasında geçmiş, sıralarda dirsek çürütmüş birinin 4 silahı bu kadar kolay bulmasında birilerinin de suçu yok mu?
Hayatım boyunca silahtan nefret ettim. Askerde bile bana neredeyse zorla ateş ettirdiler. O soğuk demiri bırakın üzerimde taşımayı, uzaktan görmeye bile tahammül edemeyen ben ne yapmalıyım? Etraf Teksas'a dönmüşken, evimi, ailemi, canımı korumak için bende mi silahlanmalıyım?
Bireysel silahlanmayı engelleyecek, ruhsatsız silah taşıyanı ömür boyu pişman edecek yasaları ben mi yazmak, uygulamak zorundayım?

"Ölüm daha merhametli"
A Haber'de izledim... Gazzeli 6-7 yaşlarındaki çocuk kahkahalar atarak kameraya yaklaştı. Elinde boş bir tencere vardı. Kameranın gerisindeki adam "Ne oldu? Yemek getirmedin mi?" diye sordu. Çocuk attığı kahkahalar arasında konuştu: "Yok, almadım. Ölüm daha merhametli. Adını bilmediğim bir adam geldi, yemek verdi. Bu boşuna..." Sonra yine kahkahalar atarak gitti...



Eminim, dünyanın en iyi senaristi bile bu kadar dramatik ve travmatik bir açlık sahnesi yazamazdı. Küçücük bir çocuk; yaşadığı şiddet, açlık ve susuzluktan "ölüme" sevdalanmıştı. Kendisine merhamet, vicdan ve şefkat gösterecek tek varlığın "ölüm" olduğuna inanmıştı. Kim bilir belki de içten içe, ölen arkadaşlarının "ne kadar şanslı" olduğunu düşünüyor, rüyalarında ölüp huzura kavuştuğunu görüyordu.
"Bu boşuna" diyordu çocuk... Biliyordu ki, uzattığı tenceresine "adını bile bilmediği biri" tarafından iki kepçe çorba konulacak, sonra unutulacak, o geceyi tepesine düşecek bombayı bekleyerek geçirecekti...
Gülüyordu çocuk... Kahkahalarla... Kendine "insan süsü" veren dünyalılara...

Bravo Kadıköy esnafı
Ne de güzel yapmışlar, helâl olsun vallahi... Kadıköy'de 30 lokanta sahibi, günün belli saatleri içinde üniversite öğrencilerine ücretsiz yemek vermeye başlamışlar.
Orta halli bir aileye mensupken gurbetten gelip de İstanbul'da öğrenci olmak bana göre bir gence verilecek en büyük "ceza" haline geldi. Kiraya mı yetişeceksin, yemeğe mi, elektriğe mi, suya, doğalgaza, ulaşıma mı?..
Yıllardır klişe haline gelmiş bir cümlemiz var: "Her şeyi devletten beklememek lâzım..." Kadıköy esnafının, büyük kentlerde kıt kanaat yaşam savaşı veren öğrencilere yönelik hayrının, tüm esnafımıza örnek oluşturmasını gönülden arzuluyorum. Şimdi belli saatlerde öğrencileri ücretsiz taşıyacak mavi otobüsler ve minibüsler, otellerinin iki odasını ücretsiz öğrencilere tahsis edecek oteller bekliyorum. Haydi inşallah!.. Hep beraber okutalım gençlerimizi...



Gaf'let kürsüsü
Çankırı'da bir binanın çatlayıp ayrılan duvarı telle birbirine tutturuldu.

Zap'tiye
X hastalığı, Covid 19'dan yedi kat fazla insan öldürecek... Rusya, Avrupa'nın kuzeyinde üçüncü dünya savaşını başlatmaya hazırlanıyor. İnsanlığın sonunu getirecek göktaşı yolda... Yahu biriniz de ağzınızı hayra açın be kardeşim!

Ne demiş?
Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez "Türkiye skimpflasyon girdabında" deyince bütün ülke arama motorlarımda bu kelimeyi aradı. (Skimpflasyon: Üreticinin, ürünün kalitesini düşürmesi)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA