Atv'nin ilgiyle izlenen dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'da üçüncü kez babalar masası kuruldu. Mübarekler masa kurup, masa devirme konusunda Millet İttifakı ile yarışıyorlar...
Peki BBCS'nin masaları ile Millet Ittifakı'nın masaları arasında ne gibi farklar var?
1- BBCS'deki masaya oturmak için "mafya babası" olmak gerekiyor. Millet İttifakı'nın masasına oturmak için "iskele babası" olmak bile yetiyor.
2- BBCS'nin masasında alkol bulunmuyor. Diğer masada ise DEM'lenmek serbest.
3- BBCS'nin masasında sıfatlar ayan beyan ortada. Kimse maske kullanmıyor. Diğer masanın altında ise gölgeler dolaşıyor.
4- BBCS'de masadan kalkanı vuruyorlar. Öteki masada ise geri dönmesi için yalvarıyorlar.
5- BBCS'nin masasının en az dört ayağı bulunuyor. Diğer masa ise iki ayaklı. Bir tarafını terör sevici partiye yasladıkları için ha bire devrilip duruyor.
6- BBCS masasında mönüyü Cezayir belirliyor. Diğer masada ise İsrail.
7- BBCS'de masayı koruma görevi Cezayir'in adamlarında. Millet İttifakı masasını ise büyükşehir belediye başkanları arasından seçilen iki fedai korumaya çalışıyor.
Gol Atan Cepheye
TRT Belgesel kanalında müthiş bir belgesel serisi başladı: Gol Atan Cepheye...
1957 ile 1974 arasında Kıbrıs Türkleri'nin. Ada'yı Yunanistan'a bağlamak için katliam üstüne katliam yapan EOKA'cı Rumlar'a karşı verdiği mücadeleyi anlatan belgesel ibretlik hikayelerle bezeli.
Ada'daki mücahit örgütlenmesini Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş başlatıyor. Önce Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kuruyorlar. Sonra da teşkilata insan gücü sağlamak için futbol kulüpleri kuruluyor. Kıbrıs Çetinkaya Kulübü, Magusa Türk Gücü, YAK, Lefke Türk Gücü, Küçük Kaymaklı gibi futbol kulüplerinde oynayan gençler gizlice Türkiye'ye götürülüp burada silahlı eğitimden geçiriliyorlar. Sonunda Türk Silahlı Kuvvetleri ile beraber Ada'nın özgürlüğüne kavuşmasında hayati bir rol oynuyorlar.
Aslında bizim istiklal mücadelemizde futbolun önemli bir yeri vardır. Fenerbahçe Kulübü, Dereağızı'ndan sandallara yüklediği silahları gizlice Kuvayi Milliye'ye ulaştırmış, İngiliz işgal ordusuna karşı General Harington Kupası'nı kazanarak halka direniş için güç ve moral aşılamıştı. Galatasaray Lisesi de (Mekteb-i Sultani) tüm öğrencileri Çanakkale Savaşı'nda şehit düştükleri için 1916 yılında mezun verememişti.
Siz bakmayın günümüzde sadece paraya tahvil edildiğine... Futbol, bir zamanlar bu ülkede direnişin adıydı...
Sahte PTT'cilere dikkat!
Dolandırıcılıktaki yaratıcılığımız sınır tanımıyor. Her gün karşımıza şeytanın bile aklına gelmeyecek hinlikler çıkıyor. Bu kez de PTT görevlisi kılığına girerek insanları soyup soğana çevirenler türedi.
PTT kargo görevlisi gibi giyinen sahtekarlar "Devletten size bir geri ödeme var" deyip elinize gerçek 1000 lirayı tutuşturuyorlar. Sonra da sözde teslim tutanağını imzalatıyorlar. Ama aslında imzaladığınız genel vekaletname oluyor. Sonra da bu belgeyi kullanıp ev, otomobil ve size ait ne varsa üzerlerine geçiriyorlar.
Aman diyeyim. Kimliğinden emin olmadığınız hiçbir görevlinin elindeki kağıda imza atmayın.
Ne demiş?
Değerli dostum ve okurum Muharrem Akduman, Esra Erol'un programındaki dertli kocanın sözlerini not etmiş: "Ben ona sosyal medyayı bırak dedim, o beni bırakıp gitti..."
Şeref kürsüsü
Yozgat'ta içerisi kirlenmesin diye çamurlu botlarını dışarıda bırakarak banka şubesine giren işçi Soner Dikmen harika bir örnek oluşturdu.
Zap'tiye
ABD ile İsrail, PKK ve PYD'yi, İran, Husi'leri, Suriye ve Rusya, önüne gelen herkesi kullanıyor. Örgütler tarihin hiçbir döneminde bu kadar "kullanışlı" olmamıştı.
