Müzikler, seçim mücadelesinin en önemli silahı haline geleli çok oluyor. AK Parti adına "Beraber yürüdük biz bu yollarda" ile başlayan müzikal destekli seçim başarıları, "Dombra" orijinli "Recep Tayyip Erdoğan" ezgisi ve son seçimlerde de "Duyanlara, duymayanlara" ile zirve yaptı.
Geçen pazar günü belediye başkan adaylarının açıklandığı toplantı ise isabetli aday tercihleri kadar, fon oluşturan yeni seçim şarkılarıyla da ilgi topladı. AK Parti'nin yeni seçim şarkısı "Hep Yeni Hep İleri" ise akılda kalan melodisi, coşkulu ritmi ve Gazze direnişine selam çakan "Her zaman her yerde nehirden denize, zaferden zafere koşsun diye Türkiye'm" sözleri ile öne çıktı.
Azer Bülbül'ün "Çoğu bitti azı kaldı" şarkısından uyarlanan yeni beste ise AK Parti'nin seçim stratejisi ve hedeflerine "cuk" oturuyordu.
İBB Başkan Adayı Murat Kurum'un adının açıklanacağı esnada ilk kez tanıtılan, müzik ve seslendirmesi Ceyhun Çelikten'e ait 'Yeniden İstanbul' şarkısı ise hem salondakilerin hem de ekran başındakilerin gönlünü çelmeyi başardı. Öyle ki, pazartesi sabahı A Haber rejisi şarkıyla öyle bir coşmuştu ki, kulaklığında hep birlikte söylenen şarkı yüzünden sunucu Cansın Helvacı, stüdyodaki konuklarını bile duyamaz hale geldi.
Diyeceğim o ki, şarkıların ve adayların halk üzerinde yarattığı bu müthiş etki, AK Parti adına yeni bir seçim zaferinin giriş taksimi sayılabilir.
ELEKTRİKLİ OTO ŞARJINDA SON NOKTA
Elektrikli otomobillerin yaygın kullanılmasını engelleyen şimdilik iki faktör var. Kısa menzilleri ve yüksek fiyatları. Sürücülerin en büyük kâbusu ise yolda yeterli sayıda şarj istasyonu olmadığı için menzillerine ulaşmadan yolda kalmak...
Discovery Channel'da izlediğim bir belgeselde bu konuda umut veren yeni çalışmalara şahit oldum. Bir klasik otomobil tutkunu olarak ünlü aktör Robert Downey Junior'ın sunduğu Hayal Arabaları belgeselini kaçırmadan izliyorum. Downey, klasik otomobilleri alıp elektrikli ya da hibrit araçlara dönüştürüyor. Downey benim kahramanım. Çünkü havayı kirletmeyeyim diye eski teknolojiye sahip klasik otomobilimi çok kısa sürelerle kullanabiliyorum. Keşke benim Yadigâr'a da bir el atsa...
Neyse efendim, bizimki son bölümde şahane bir Eldorado'yu hibrite çevirmek için ordudan teknoloji yardımı aldı. Meğer ABD ordusunda sudaki hidrojeni elektriğe dönüştürüp depolayabilen sonra da elektrikli arazi araçlarına asgari 100 kilometrelik menzil/şarj sağlayabilen mobil istasyonlar varmış. Bu römorkları elektrikli cip ve kamyonların arkasına bağlayıp cephede büyük bir hareket kabiliyetine sahip oluyorlarmış.
Bu teknoloji büyük ihtimalle tüm kullanıcıların garajında bu istasyonların bulunmasına ve elektrikli aracını istediği yerde şarj etmesine yol açacak. Üstelik yanında içme suyu da bedava.
Polisler reklam yapar mı?
Bir finans kuruluşunun reklamı dönüyor ekranlarda. Hani şu Eser Yenenler'in aşk meleği Eros rolünde olduğu reklam. Serinin son filminde Eros, şikayetçi olmak için karakola geliyor ve oradaki komiser ile kadın polise meramını anlatmaya çalışıyor.
Polisler de ballandıra ballandıra o sistemin reklamını yapıyorlar. İyi de reklam yapmak isteyen herkes Polis Teşkilatımızı canı istediği gibi kullanabiliyor mu? Logolar, üniformalar orijinal. Yani her şey resmi... Bir tek diyaloglar cıvık...
Sizce de burada yanlış bir şeyler yok mu?
Gaf kürsüsü
Bize Kaldı programına katılan Tuğba Ekinci'ye soruldu: "Hiç arabada seviştin mi? Bunu Kerimcan'a da sormuştuk." Tuğba Ekinci: "Hayır, ona ne soruyorsun? O zaten..."
Zap'tiye
Photoshop değil, Güney Koreli bir girişimcinin ticari dehası...
Ne demiş?
"Bir insan kendini övmeye başlayınca suratında bir yerlerde 'Reklamı Atla' butonu arıyorum" (Sosyal medyadan)