Geçen haftanın en önemli televizyon olayıydı. Fox TV'nin dijital medya platformu Disney Plus'ın tüm dünyadaki abonelerine servis etmek için çektiği Atatürk dizisinin yayınlanması, Ermeni lobisi tarafından engellendi. Bana göre bu, yüzyılın en fütursuz televizyon sansürüydü
Aslına bakarsanız filmin çekim haberi bile beni şaşırtmıştı. Zira 100 yıldır Ermeni lobisinin hakimiyetinde olan Hollywood'un Atatürk'ü öven bir film çekip yayınlamasına ihtimal vermiyordum. Nitekim sansür mekanizması son anda devreye girdi.
Ne yalan söyleyeyim, bu olaya içten içe sevindim bile. Çünkü Büyük Önder'in değerini tüm dünyaya bir kez daha ispatlıyordu. Atatürk öyle bir liderdi ki, ölümünden 85 yıl sonra bile düşmanlarını tir tir titretiyordu... Ayrıca gerçek Atatürkçüler ile tatlı su Atatürkçüleri'ni ayırmak için bir turnusol kağıdı işlevi de gördü.
Hükümetin bu konudaki hassas tavrını ve RTÜK'ün başlattığı incelemeyi de takdir ve mutlulukla karşılıyorum. Ama Disney Plus'a asıl cezayı seyircinin keseceğine yürekten inanıyorum.
Asıl düşündürücü olan ise sürekli "Atatürk kırmızı çizgimizdir" deyip de bu çirkin olaya sessiz kalan ünlü tayfası. İş Türkiye'yi kötülemek, devleti, hükümeti, milleti küçük düşürmek olduğunda sosyal medyalarında şakıyan, her ödül törenini devletini aşağılamak için fırsat sayanlardan günlerdir "tık" yok. Hele Disney Plus'a iş yapıp, günlerce o kanalın tanıtımlarında rol alanlar hepten dut yemiş bülbüle döndüler. Belli ki, onların Atatürkçülükleri, "banka hesapları" kadar... Görüyorsunuz işte, en büyük değerimiz Atatürk'ü koruyup kollamak, değerlerine sahip çıkmak yine biz gerçek vatanseverlere düştü...
Bu arada Disney Plus'a iş yapan ünlülerin listesini de sunayım. Kaçı tepki verdi, kaçı vermedi, siz sosyal medyalarına girip bakıverin bir zahmet...
Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı, Şahan Gökbakar, Tarkan, Gülse Birsel, Cansu Dere, Halit Ergenç, Aras Bulut İynemli, Şebnem Bozoklu, Fatih Artman, Cengiz Bozkurt, Serkan Keskin, Togan Gökbakar, İrem Sak, Büşra Pekin, Aslı Enver, Mehmet Günsur, Defne Kayalar, Demet Özdemir, Eda Ece, Burak Deniz, Buğra Gülsoy, Hafsanur Sancaktutan, Zerrin Tekindor, Metin Akdülger, İbrahim Selim, Melisa Döngel, Pınar Deniz, Hande Erçel, Can Yaman, Tolga Ekin, Ata Demirer, Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak, Engin Akyürek, İrem Helvacıoğlu, Uraz Kaygılaroğlu, Ahmet Rıfat Şungar, İpek Çiçek, Serhat Kılıç, Sinan Sicimoğlu, Timuçin Esen, Buçe Buse Kahraman, Alican Yücesoy, İlayda Akdoğan, Cem Gelinoğlu, Özge Özacar, Melek Baykal, Onur Bay.
Yaşa Burak Özçivit!
Her uluslararası ödül törenini devleti kötülemek, halkı küçük düşürüp hakaret etmek için fırsat sayanlara inat, Burak Özçivit'in Güney Kore'de yaptığı ödül konuşmasını ayakta alkışladım. Dedi ki Burak, "Yaşadığı tüm güçlüklere rağmen aslanlar gibi dimdik ayakta duran yüce Türk Milleti'ne buradan selam olsun. Ne mutlu Türküm diyene..."
İşte budur. Yaşadığı ağır dönemin farkında olan ama devletini ve milletini kötülemek yerine ona sahip çıkan gerçek "Türk" sanatçısı böyle olur. Darbeler, kumpaslar, dış ekonomik taaruzlar, uluslararası terör örgütlerinin saldırısı, bölgesinde giderek büyüyen savaş tehlikesi ve birbiri ardına gelen afetlere rağmen her badireyi atlatmayı başaran bir ülke ile sadece övünülür.
Helal sana Burak kardeşim. Zaten Osman Bey'imizden de başkası beklenmezdi.
Gaf kürsüsü
NBA spikeri, oyuncu hakkında bilgi veriyordu: "Damian Lillard geçen hafta babasını kaybetti. Babası tabancayı kafasına dayayıp tetiği çekti." O sırada Lillard bir üçlük atınca spikerimiz aymazlığın doruklarına vardı: "O da babası gibi tetiği çekti..."
Zap'tiye
Bence İstanbul'un depreme en dayanıklı yeri Harbiye... Baksanıza, yıllardır konser veren her şarkıcı "Açıkhava'yı sallıyor" ama yıkılmıyor.
Ne demiş?
"Ben bu CHP'den gerçekten bıktım. Cumhuriyeti kuran parti derdim. Bunlar saat bile kuramaz..." (Fatih Altaylı'nın sözleri)