Gina Lolobrigida ve Marilyn Monroe'nun bir davette sohbet ederken çekilmiş 60 yıllık fotoğraflarına rastladım sosyal medyada gezinirken. Uzun uzun baktım... İkisi de dönemin seksapeli en yüksek kadınlarıydı. Ama bakar mısınız zarafetlerine, şıklıklarına?.. Sonra yeni dönemin kırmızı halı ve sahne kıyafetleri geldi aklıma. Seksi olmak ile teşhirci olmak arasındaki fark nasıl da kapanmıştı 60 yılda... Kabalaşan, incelikten uzaklaşan, ruhunu kaybeden pek çok şey gibi... O Marilyn Monroe ki, kariyerinin en başında erkek dergilerine çırılçıplak pozlar vererek şöhrete ulaşmıştı. Ama onu hiçbir davette, konserde ya da ödül töreninde bugünküler gibi iç çamaşırıyla ortalarda dolaşırken gören olmamıştı...
Yaşım ilerlediği için "Nerede o eski günler?" triplerine filan girdiğimi sanmayın sakın. Ama hepimizin zarafete, nezakete, edebe, nahifliğe hasreti büyüyor gibime geliyor.
Ne dersiniz?
İBB su felaketi için ne yapıyor?
Felakete çeyrek var... Eğer bir mucize olup da, yaz günü barajlar bir ayda dolmazsa, İstanbulluyu susuz günler bekliyor. Peki durum bu kadar vahim ve acilken İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? Hiç... Sadece abonelerine mesaj gönderip, "Suyu tasarruflu kullanın" diye sözde akıl veriyor. Ya icraat?
Kaynaklardan abonelere gelene kadar suyun neredeyse yüzde 25'i eskimiş, çatlak, patlak su boruları yüzünden yer altında heba olup gidiyor. Başıboş artezyen kuyusu açanlar yüzünden yeraltı su kaynakları fütursuzca tüketiliyor. Sanayide su kullanımıyla ilgili tasarrufa yönelik bir sınırlama, düzenleme getirilmiyor. İSKİ'nin yönetim ve denetimindeki su havzalarındaki çarpık yapılaşmanın getirdiği kuraklık ve kirlenmeyi önleyici hiçbir tedbir alınmıyor.
İBB'nin bütçesi, dünyadaki pek çok küçük ülkenin gayri safi milli hasılasından fazla. 20 milyonluk mega kentin tüm "zenginliğinden" faydalanıp, İstanbul'u susuzluğa terk etmek en başında "vicdana" sığmaz.
Peki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ne yapıyor? 200 yıllık Hamidiye sularının adını HMD diye değiştiriyor. Bilmiyor ki, "kısalttığı" sadece siyasi ömrüdür...
Zehra tekliflere hazır olsun
Haber, cumartesi günü Günaydın'ın birinci sayfasında yer aldı. Hülya Avşar'ın iç mimarlık okuyan kızı Zehra Çilingiroğlu, bir şirkette işe başlamış ve ilk projesi için yenileyeceği mekanda balyozla yıkım yapmış.
İzleyince aklıma hemen TLC kanalının Rüya Evler, Ya Sev Ya Sat gibi emlak programları geldi. İzleyenler biliyor, buradaki programlarda iç mimarlar ucuza ev alıp, onardıktan sonra yüksek fiyatlarla satıyorlar. Bu programların tüm dünyada reytingi çok yüksek.
İşini bilen bir yapımcı, hazır Zehra gibi popüler bir isim bu işe girişmişken program teklifinde bulunmak için fırsatı kaçırmaz diye düşünüyorum.
Ve sezon finali...
Yakında 20 yaşına girecek olan bu köşenin kadim okurları, yukarıdaki başlığın ne anlama geldiğini artık biliyorlar. Evet, Yakından Kumanda'nın pillerini şarj etmek için kısa bir mola vermenin zamanı geldi.
Malum; afetler, seçimler, savaşlar arasında garip kulunuz bu yıl bayram seyran demeden haftanın 6 günü bu sütunlara kova kova mürekkep taşıdı. Şimdi azıcık soluklanma zamanıdır. Alıştığınız yazıları bulamadığınız için edeceğiniz tatlı sitemleri şimdiden duyar gibiyim. Yeniden buluşuncaya kadar Allah'a emanet olun.
Zap'tiye
Önce Deniz Baykal'a, sonra Muharrem İnce'ye şantaj kaseti. Şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı toplantı kaseti. CHP, kaset üretiminde bir zamanların Unkapanı Plakçılar Çarşısı ile yarışıyor!
Gaf kürsüsü
"Eminim bu türküyü duyup da yerinde duramayan yoktur." (Atv muhabiri, Erik Dalı türküsünü överken)
Ne demiş?
"Şimdi noktasal bir atış yapmam gerekiyor." (Atv'deki Kim Milyoner Olmak İster? yarışmacısı "Bu soruda kafadan sallayacağım" cümlesine bilimsel bir anlam kazandırırken)