Show Haber'deki üç günlük haber dizisini içim burkularak izledim. Muhabirler, Yunanistan'da tatilin ne kadar keyifli ve ucuz olduğunu kanıtlamak için (!) otomobille komşuya gittiler ve bunu günler süren bir habere dönüştürdüler. Sıradan sahilleri ballandıra ballandıra anlattılar, fiyatların Bodrum ve Çeşme'dekilerin yarısı olduğunu "iftiharla" duyurdular filan. (Sanki Türkiye'nin tatil beldeleri sadece Bodrum ve Çeşme'den ibaretmiş, başka yerde tatil yapmak mümkün değilmiş gibi.)
Oysa komşudaki doğa ve tarihin on katı bizim kıyılarımızda var çok şükür. Ben yıllardır yazlarımı Kuzey Ege'de geçiriyorum. Yunan televizyonlarını ve radyolarını bu kıyıdan takip edebiliyorum. Bugüne kadar bizim turistik yörelerimizi tanıtan, öven, methiyeler düzen tek bir yayına rastlamadım. Tam tersi, bizim turizmimizi baltalamak için ellerinden geleni yaparlar.
Oysa sadece Altınoluk ile Küçükkuyu arasındaki 5 kilometrelik sahil şeridi bile bir yabancı turisti günlerce tatmin edecek güzelliklerle doludur. Dilerseniz Kazdağları'nda jip safarisine çıkıp Başdeğirmen ve Hasanboğuldu'daki buz gibi şelalelerin keyfini yaşarsınız. Dilerseniz Altınoluk'taki cam seyir terasında Edremit Körfezi'ne hayran hayran bakarsınız. İster girişi sadece 150 lira olan lüks beach'lerde tüm gün yazın keyfini çıkarıp 90 liraya hamburger ile karnınızı doyurur, ister kamuya açık sahillere şemsiyenizi dikip, akvaryum gibi denizde balıklarla birlikte yüzersiniz. Bir adım ötenizde Roma İmparatorluğu'nu kuranların beşiği Antandros ören yeri, az ötesinde Atatürk ağacı ve yürüme mesafesinde zeytinyağı müzeleri vardır. Türkiye'nin balık ambarı Babakale'den çıkan dünyanın en lezzetli balıklarını en ucuza yiyeceğiniz yer yine Küçükkuyu'dur.
Gelin görün ki, haber bültenlerinde buraları tanıtan kimseyi göremezsiniz. Bölgedeki küçük esnaf da zaten çok kısa olan yaz sezonunda sinek avlayıp, karşı kıyıdaki Yunan'a imrenerek bakar...
Teşekkürler Kalyon Vakfı
Ne güzel, ne hayırlı, ne örnek bir iş yaptılar. Üç yıl önce yangın geçirip harap olan İstanbul'un simge yapılarından 358 yıllık Vaniköy Camii'ni sadece 18 ayda aslına uygun olarak adeta yeniden inşa ettiler. Bununla da yetinmeyip yapının sınırları dahilinde, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi danışmanlığında kurulan 1600 eserlik Ahmet Kalyoncu Kütüphanesi'ni kazandırarak müthiş bir kültür hizmetine imza attılar.
Kalyon Vakfı, "Şehre Vefa" adıyla gerçekleştirdiği bu hizmeti ayrıca bir de belgesele dönüştürdü. Boğaziçi'nin incisi ve nadide yalı camilerinden biri olan Vaniköy Camii'nin yeniden hayata dönüş öyküsünü adım adım aktaran belgesel önceki akşam TRT Belgesel kanalında izleyici ile buluştu.
üllerinden Doğan Vaniköy Camii adlı yapımın yönetmenliğini usta isim Vedat Atasoy, anlatımını ise ünlü oyuncu Yetkin Dikinciler üstlendi. Belgeselde tarihçiler Hayri Fehmi Yılmaz ve Saffet Emre Tonguç caminin tarihi önemini aktarırken, mimarlardan kalem işi ustalarına, restoratörlerden şantiye şeflerine kadar çalışmalarda emeği geçenler, restorasyon hakkında detaylı bilgiler verdiler. Çekimleri 4 ay, kurgu süreci ise 3 ay süren belgesel; toplamda 250 saatlik bir çalışma ile tamamlandı.
İstanbul'un Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, parti içinde Kemal Kılıçdaroğlu'na kumpas amaçlı gizli toplantılarda mesaisini harcarken, İstanbul'un kültürel değerlerini korumak, kollamak da özel şirketlere ve vakıflara düştü tabii... Ülkemizdeki tüm özel kuruluşlara örnek teşkil etmesini, ilham ve cesaret vermesini arzu ettiğim bu şahane belgeseli kaçırdıysanız, Kalyon Holding Youtube kanalında izleyebilirsiniz.
Şeref kürsüsü
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına tepki olarak kutsal kitabımızı öpüp başına koyan ve tekbir getiren İsveçli Hristiyan kadına da selam olsun.
Zap'tiye
Kimsenin sıcaktan şikayet etmeye hakkı yok. Petrol kullanımı, karbon salımı... Biz dünyayı ne kadar ısıtırsak, dünya da bizi o kadar ısıtır. Etme bulma dünyası...
Ne demiş?
"Kadınlar geçen yıl makyaj yapmaya 172, silmeye ise 84 milyon lira harcamış. 256 milyon liralık yatırımın getirisi ise bir kıçıkırık sevgili..." (Sosyal medyadan)