Okurlarımdan her fırsatta Türk insanını aşağılamaya çalışan sözde sanatçılara büyük tepki var. İşte halkın yükselen nabzı:
"Yüksel bey kardeşim, bu sanatçı (!) bozuntularına öyle öfkeliyim ki... Bunlara ekranlarda, sahnelerde, dizilerde hiçbir yerde ne rol, ne mevki, ne bir fırsat vereceksin. Toz olup gitsin bu topraklardan beslenip büyüyüp de bu vatana laf eden edepsiz takımı!.." (Sami Benli)
"Çok sıkıldık artık bunlardan. Bir türlü bitmediler. Hazmedemiyorsanız, yolunuz açık olsun. Yazık size... Belki de o insanlar sizin oynadığınız diziyi izliyordu. Yazıklar olsun size..." (Şükran Saymaz)
"Depremzedelere bağışladıkları paralar iade edilsin de sussunlar artık. Mide bulantısı yapmasınlar, bıktırdılar." (Rumeysa Demir)
"Yüksel bey bıktırdılar artık. Kesin IBAN'dan AHBAP derneğine atıyorlardır yardımı. Ne kadar verildiyse iade edilsin. Yeter artık, mide bulandırdılar." (Mine Kumru)
"Kesinlikle iade edelim. Bu ne ya? İnsanlığımdan utandım. Bu moda da yeni çıktı. Mikrofonu eline alan ahkam kesiyor." (Şükriye Zorlu)
"Yardımları iade etmeyelim. Bu gibi insanları ünlü yapan halktır. Halka karşı gelmelerinin sonuçlarını hatırlatalım ve takip etmeyelim, dizilerini izlemeyelim. Nasıl ünlü yaptıysak, aynı şekilde ünsüz yapalım. Nokta." (Burak Tomaç)
Yemek programında DNA testi
Vallahi şu gündüz kuşağı bir alem... Ben ülkenin psikolog ve sosyologlarının yerinde olsam gerçek Türkiye'den haberdar olmak, Türk insanının karakteristik özelliklerinin hangi yönde değiştiğini saptamak, hepsinden önemlisi "Nereye doğru gittiğimizi" anlamak için bu programları dikkatle izleyip uyarıcı bir ulusal rapor hazırlardım. Evet, bazı sahneler kurgu ya da mizansen olabilir. Ama unutmayın ki her şakada bir gerçeklik payı vardır ve ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Bu kez ekrandan not tutan kişi, değerli okurlarımdan Murat Aydın oldu.
İşte Yemekteyiz programından herkesi hayrete düşüren o sözler:
"Yemekteyiz programında bunu da duyduk. Tabağında saç teli çıkan yarışmacıya ev sahibinden (kendisi aynı zamanda avukatmış) ilginç savunma: 'Bu benim saçımın rengi değil, sizin saçınız. Bu bir oyun, kendi saçınızı koparmışsınız tabağa koymuşsunuz. Laboratuvara DNA testine göndereceğim.'
Bir an Müge Anlı ya da Esra Erol'un programını izliyorum sandım."
Köşemizin "olmazsa olmaz" okurlarından Muharrem Akduman da ilginç bir not göndermiş:
"Yüksel'ciğim, neden en enteresan olaylar hep bizde olur? Ben Bilirim yarışmasına katılan biri, mesleği sorulunca diyor ki 'Ben, çizgi roman sevenler derneği üyesiyim' Allah başka keder vermesin diyorum. :)))"
Yazarların yaprak dökümü
Bu yıl köşe yazarlarının birbiri ardına vefat etmesi, kadim okurlarımızdan Mustafa Begeç'i hem üzmüş hem de endişelendirmiş:
"Sayın Yüksel Aytuğ, köşenizin sürekli takipçilerindenim. Ama son zamanlarda canım çok sıkkın. Çünkü sevdiğim yazarlarda yaprak dökümü başladı. Önce Selahattin Duman'la başladı bu yaprak dökümü. Sonra Hıncal Uluç. En son olarak da Engin Ardıç ve Mehmet Barlas. O kadar kötü hissediyorum ki kendimi. Her sabah gazetelerde köşe yazısını okumadan geçemiyordum. Sevdiğim yazarlardan biri de Ahmet Hakan, bir diğeri Rauf Tamer. Tabii ki sizi de unutmamak gerek. Zaman zaman kızsam da Yılmaz Özdil'i de unutmamak gerek. Çok mu bağlandık ne? Allah size ve diğer sevdiğim yazarlara uzun ömürler versin. Bence haber verme işinden öte çok önemli bir iş yapıyorsunuz. Kalplere dokunmak... Sağlıcakla kalın."
Gaf kürsüsü
Dedesi 8, kendi 6 dönem milletvekilliği yapan Faik Öztrak "Yenilenen kadromuzla önümüzdeki seçimleri kazanacağız" dedi. Günün fıkrası... (Teşekkürler Kamil Çetin)
Zap'tiye
Bu ülke, düğünde gelinliğiyle damadın ayaklarını yıkayan gelin de gördü ya?.. Evlilik müessesesi hiç bu kadar "ayağa" düşmemişti...
Ne demiş?
Okurumuz Sami Benli, Barbaros dizisinde aldığı notu "Ne Demiş?" kutucuğumuz için önermiş: Ayas Paşa'nın; kardeşi ve kızına, yaptıkları ihanetten dolayı af dilemeleri üzerine söylediği söz: "Suçu cezalandırmazsan tekrar eder.."