Sözüm Kıbrıs'ta, Antalya'da, İstanbul'da bayram konserine çıkıp, dakikasına iki-üç asgari ücret alanlara:
Birinizin de aklınıza bu sene 5 yıldızlı oteller yerine deprem bölgesinde halk konseri vermek gelmedi mi? Önce çadırları, konteynerleri gezip, akşamında da Kahramanmaraş'ın, Hatay'ın, Malatya'nın, Gaziantep'in yıkık meydanlarından birinde o acılı, o kırık dökük insanlara azıcık moral vermek, onlara da bayram sevinci, coşkusu yaşatmak, acıyla yanan ağızlarına bir bayram şekeri çalmak hiç aklınızın ucundan geçmedi mi?
Diyeceksiniz ki, "Biz bu paraları sadece yılbaşı ve bayramlarda kazanıyoruz." Allah bereket versin. Ama bu ülkede hayatındaki tek varlığı olan traktörünü satıp, depremzedelere gönderen dedeler, kıt kanaat geçindiği üç aylığını evsiz kalanlara bağışlayan nineler var.
Haydi hepsini geçtim, şu bayram ekstralarından elde ettiğiniz gelirin 10'da birini bölgeye gönderseniz diyorum. Hiç söylemeye niyetim yoktu ama ben kitaplarımdan gelecek paranın tamamını depremzedelere göndereceğim. Belki üç kuruş, belki beş kuruş, önemi var mı? Belki bu yazıdan sonra bazılarınızın aklına karpuz kabuğu düşürmeyi başarırım.
Tabii ki sokma vicdanla peynir gemisi yürümez. Bu, doğuştan ya da aileden edinilen bir erdemdir.
Yine de Allah sizleri ele güne muhtaç etmesin...
Jesus ile her maç zor
Dersimiz yine Fenerbahçe... Bu yazıyı "mucize" galibiyetin ardından yazıyorum ki, "skor yazarlarından" birazcık farkım olsun.
Bir takım bu kadar mı yanlış oynatılır? Ne Serdar, ne King, ne Pedro'nun ayağına top değmiyor. Sorun santraforlarda değil, senin oyun sisteminde Bay Bay Jesus, hâlâ bunu anlayamadın mı? Son üç maçtır ikinci yarıda Serdar Dursun'u çıkartıp Pedro'yu alıyorsun. Peki ne değişiyor? Hiç... Kadronda Ronaldo olsa ne yazar?
Ankaragücü maçının ilk yarısında futbol resitali veriyor. Maç sonrası onun hakkında tek kelime etmiyorsun. Onun yerine İrfan Can Kahveci'nin oyuna girerken protesto edilmesini eleştiriyorsun. Çünkü kafanda hep Arda ile kavga halindesin. Yaşına, başına, kariyerine yakışıyor mu?
Son haftalarda yanına lüzumsuz yere ikinci santraforu iliştirip Valencia'yı da bitirmedin mi? Onu en verimli olduğu günlerdeki gibi hücumun merkezine koysan, arkasında da Arda'yı oynatsan ölür müsün be adam? Şu kadro, kibirsiz ve egosuz bir teknik direktörün, mesela İsmail Kartal'ın elinde olacaktı ki...
Bay Bay Jesus bir de seyirciye çatıyor. Biri ona Fenerbahçe seyircisinin psikolojisini anlatmalı. Bu takım 15 yıldır Şampiyonlar Ligi'ne gidemiyor, yıllardır şampiyon olamıyor, kupayı alamıyor. Senin zamanında kazanılan tek derbi yok. 10 kişilik Beşiktaş, senin takımına 4 gol atıyor. Bu taraftar, takımı ve yönetimi protesto etmesin de ne yapsın?
Fenerbahçe bu sezon bir kaç istisna dışında her galibiyetini "ıkına sıkına" aldı. Fenerbahçe'de kimse kendini ya da birbirini aldatmasın. Sorumlu belli: Jorge Jesus ile her maç zor...
Ne yazık ki Ali Koç, bunca başarısızlığa rağmen Jesus'la yola devam kararı aldı. Bu saatten sonra Ali Koç'u artık kimse kurtaramaz. Ailesi, zamanında onun Fenerbahçe Başkanlığı'na aday olmasına karşı dururken, "Evladım, hem para verip hem de ailemize küfür mü ettireceksin?" demişti. Büyük sözü dinlemek lazım...
Gaf kürsüsü
Neler Oluyor Hayatta'da Dr. Ayça Kaya "Bizim iftar sofralarında yok yok. Bu biraz ifrazata giriyor" dedi. (İfrazat: Zararlı maddelerin vücuttan atılması. İfrat: Aşırıya kaçma, ölçüyü kaçırma)
Zap'tiye
Hiçbir şeyi beğenmeyen, her şeye bir kulp takmaya çalışan saplantılı muhaliflere bir tüyo vereyim: Kızılelma'nın içinden kurt çıkmış!
Ne demiş?
İrem Derici yeni ilişkisine nazar değmemesi için muhabirlere şu "özel" açıklamayı yaptı: "Ağzımızı hayra açıyoruz. Bayıra açmamız gereken yerlerimiz sizleri ilgilendiriyor."