Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

‘Gündem fukarası’ olmak istiyorum

"O da ne demek şimdi?" diyorsunuz değil mi? Anlatayım:
Gazeteciliği, yazarlığı bir kenara koydum, normal vatandaş Yüksel Aytuğ olarak sıkılmak istiyorum, çok sıkılmak, sıkıntıdan patlamak... Ne yazacağımı, nereden konu bulacağımı uzun uzun düşünmek istiyorum. Lüksemburglu bir gazeteci gibi okullarda verilen yemeklerin kalori miktarını köşemde tartışmaya açsam mesela... Ya da ABD'li bir köşe yazarı gibi UFO'ların dünyayı istilaya karar verdiği safsatası üzerine makaleler üfürsem... "Bugün yeni bir esnaf lokantası keşfettim, öyle bir ciğer sote yapıyorlar ki anlatılmaz" diye başlayan "life style" yazılara dalsam ya da...



Ama bizim memleketin ışık hızıyla hareket eden gündemi buna izin vermiyor. Televizyon dizisi kritik etmek istiyorum, seçim atmosferinin siyasi manevralarına karşı halkı bilinçlendirme refleksim buna engel oluyor. Tam galasından çıktığım bir filmi yazmak isterken, Beyoğlu'nda bomba patlıyor. Tartışma programlarında katılımcıların başlarını cep telefonlarından kaldırmamalarını eleştirmeye niyetlenirken, bir maden kazası yaşanıyor. Sel, fırtına, deprem derken gündemin sert rüzgarlarının önünde sürüklenen yaprağa dönüyorum.
Oysa ben sıkılmak istiyorum, çok sıkılmak, sıkıntıdan patlamak... İsviçreli bir gazeteci gibi ne yazacağımı, nereden konu bulacağımı uzun uzun düşünmek...
Yani... Gündem fukarası olmak istiyorum...

40 gün bekleyemediniz mi?
Evet, ölenle ölünmüyor ama ölenin ardından da 40 gün yas tutuluyor. "Acilen normalleşmemiz lazım" sözünün arkasına sığınıp daha felaketin 12'nci gününde yediğiniz, içtiğinizin fotoğraflarını paylaşarak, kedi videosu yüklemeniz de gerekmiyor. Millet, burnunuzun ucunda ellerini çorba kasesiyle ısıtmaya çalışırken, köşenizde Fransa'daki bilmem ne etkinliğinin mönüsünü yazmanız da... Unutmayın, yaşadığınız herhangi bir olay değil, asrın felaketi.
Şimdilik koca stat dolusu insanımızı yitirdik. Kim bilir enkazlar tamamen kaldırıldığında bu sayı kaça çıkacak. Bir de henüz cesedine ulaşılamayan ve belki de hiç ulaşılamayacak "kayıp" insanları ve bunların acılı ailelerini düşünün. Biraz empati yapmak, azıcık onların üzüntüsüne ortak olmak, saygı göstermek sizin için bu kadar mı zor? Merak etmeyin, gevşek gevşek geyik yapmak için daha çook vaktiniz olacak. Ama şimdi değil. Lütfen!

Teşekkürler Acun kardeşim
Daha depremin ilk günü bölgeye TIR'larla su gönderdi. Üzerine düşenin fazlasıyla yardımda bulundu. Ortak canlı yayınla gerçekleştirilen Türkiye Tek Yürek kampanyasının da adeta sihirbazıydı. Bir anonsuyla üç dakika içinde SMS sayısı 3 milyon arttı. Bağışçılardan yardımı arttırmaları için ricada bulunup, toplanan parayı hatırı sayılır miktarda arttırdı.



Acun Ilıcalı önemli bir jest daha yaptı. Exxen'deki Şampiyonlar Ligi maçlarının tümünü tv8'de şifresiz olarak yayınladı. Bu akşam da Konfederasyon Kupası'ndaki Basel - Trabzonspor maçı saat 23.00'de tv8'de tüm reklam gelirleri depremzedelere gönderilmek üzere canlı yayınlanacak.
"Maç yayınlarından ne olacak?" demeyin. Bu ülkenin büyük kesimi futbolla rehabilite olur. İki saatliğine derdini, kederini unutur. Bunu da ancak Acun gibi halkın içinden gelenler bilir.
Teşekkürler Acun kardeşim. Allah senden razı olsun...

Şeref kürsüsü
Kendilerine verilen gofretleri almayıp, "Bunu başkalarına dağıtın, onlara da nasip olsun" diyen depremzede çocuklar, o kocaman yüreklerinden öpülmeyi hak etmiyorlar mı?

Zap'tiye
Canlı yayında dili sürçen Yeni Çamoluk Otomotiv'in sahibi, gerçekten 50 milyar lira verse böyle reklam yapamazdı.

Ne demiş?
"Bu olay açgözlülükten, hırstan meydana geldi. Bir milyon liralık evlerine 5 milyon lira istediler. Allah da mülkün sahibinin kendisi olduğunu hatırlattı." (Deprem bölgesinden bir vatandaşın sözleri)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA