Daha fazla utandırmamak için adını yazmayacağım. Atv'nin Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında bu hafta yarışma tarihinin en antipatik yarışmacısıyla tanıştık. İlkokul öğretmeniymiş. Yarışma boyunca gereksiz ne varsa yaptı. Acayip şarkılar, şiirler okudu. İnsanı müzikten de edebiyattan da soğuttu. Sürekli Kenan İmirzalıoğlu ile sohbet etmek istedi. Sanki yarışmaya değil de kahve içmeye uğramıştı. Kibar sunucu Kenan İmirzalıoğlu'nun sabrını test etti adeta. Sonunda ona bile "Buraya yarışmak için geldiğinizi hatırlatmak isterim" dedirtti. Diğer yarışmacıların kullanacağı süreyi açıkça gasp etti, neredeyse yarışmayı taciz etti. Bu arada bugün bizim Gaf Kürsüsü'nü de meşgul etti. Hani stüdyodan neredeyse güvenlik elemanlarının eşliğinde gönderilecekti, o kadar diyeyim. Bu arada nezaketini koruyan İmirzalıoğlu'nu da üstün sabrı nedeniyle yürekten kutlarım.
Yarışmacının 50 bin lirayı kaybedip, 30 bin lira ile yetindiği soru da hayli ilginçti. "Hangi iki oyuncu, sinema filmlerinin hiçbir sahnesinde, nikah masasında 'gelin ve damat' olarak birlikte görünmemiştir? A) Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akan B) Adile Naşit ve Münir Özkul C) Fatma Girik ve Cüneyt Arkın D) Meral Zeren ve Kemal Sunal."
Birlikte onca romantik film çeviren Gülşen Bubikoğlu - Tarık Akan ikilisinin kamera önünde hiç nikah masasına oturmadığı kimin aklına gelirdi ki?
Trafolara dikkat!
Görüntüler dehşet vericiydi. Esenyurt'ta 4 yaşındaki bir çocuk, oynadığı sokakta bulunan elektrik trafosunun kutusuna elindeki çatalı sokunca büyük bir patlama yaşandı. Her yeri yanan çocuk, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. İşin daha da vahimi, olayı gören babası, çocuğunu kapıp hastaneye koşmadan önce karısına herkesin ortasında iki tokat attı...
Peki bu olayda suçlu kim? Olaya sebebiyet vermesine rağmen bana göre en az kusur 4 yaşındaki çocuktaydı. Küçücük çocuğu bir başına sokağa salan anne ve baba da bana göre ikinci derece kusurluydu. Ama en büyük sorumluluk, bir çocuğun bile patlatabileceği kadar güvenlikten uzak bir trafoyu oraya yerleştirenlerdeydi.
Bir de güzel görünsün diye koca elektrik trafolarını allayıp, pullayıp, güzelce boyayıp küçük bir oyun evi görüntüsüne kavuşturanlar var ki, o daha da vahim. Çocuklara resmen "Gelin burada oynayın, içine girmeye çalışın" diyorlar.
İnşallah Esenyurt'taki acı olay başka çocukların yanmasını engellemek için vesile olur. Yoksa körpecik fidanların kül olmasını seyredip dururuz.
Asiye nasıl uçurulur?
Magazin D programının acar haber müdürü Asiye Acar her hafta bir başka yurt köşesine gidip izlenimlerini ekrana taşıyor. Bu haftaki durağı ise Kapadokya'ydı.
Malum, Kapadokya'yı ziyaret edenlerin olmazsa olmazı gün doğumunda balon turuna çıkmaktır. Asiye de balona binmeye niyetlendi ama tur fiyatının 4 bin lira olduğunu duyunca vazgeçti.
Bu fiyat karşısında kanatları kırılıp, röportajlarına yerde devam etmek zorunda kalan Asiye'nin derlediği haber süresince ekranın altında "Asiye Acar masallar diyarı Kapadokya'nın altını üstüne getirdi" yazıyordu. Ama "üstünden" pek eser yoktu doğrusu. Dış ses ise "Asiye ne yazık ki balonların ardından mendil sallamak zorunda kalıyordu. Üzülme Asiye'ciğim, bir gün sen de balona bineceksin inşallah" diyordu.
Belli ki Kanal D yönetimi programın bütçesini bir hayli kısmış. Bari ekip arkadaşları Asiye'yi Kapadokya'ya gönderirken aralarında üç beş bin toplasalardı...
Zap'tiye
Taksim'in göbeğinde çocuklar bomba ile paramparça oluyor. Kilis'te ders görürken çocuklar, öğretmenler vuruluyor. Ama muhalefet onları cezalandırmak için vuruşan Mehmetçik'e bir kelime olsun destek vermiyor. Milyon kere yazıklar olsun!..
Gaf kürsüsü
Milyoner'de kendinden sadece 8 yaş büyük yarışmacı "Çocukluktan beri sizin hayranınızım" deyince, Kenan İmirzalıoğlu dayanamadı: "Yapmayın efendim, o zamanlar biz de çocuktuk."
Ne demiş?
"Soru: Tayt nedir? Cevap: Tayt, insanın kendine yapışanı giymesidir." (Sosyal medyadan)