Sevgili Halit Kıvanç ağabeyimin cenaze töreni için gittiğim Zincirlikuyu'da başıma gelenleri yazmazsam olmaz.
Halit Kıvanç gibi herkes tarafından sevilen, millete mal olmuş bir değerin cenazesinin kalabalık olacağı belliydi. Ama başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere hiçbir yetkili kurum önlem almayı, trafiği düzenlemeyi, insanların son görevlerini huzur içinde yerine getirmesini kolaylaştıracak tedbirlere başvurmayı akıl edememişti. Ekrem İmamoğlu nereye gitse saatler öncesinden trafiği düzenleyen hatta daha da ileri gidip "polisçilik oynayan" zabıtalardan eser yoktu.
Halit ağabeyin oğlu Ümit Kıvanç, cenazeden sonra sosyal medyada sitemkâr mesajlar paylaştı. Dedi ki, "Önde saf tutan ünlülerden hiçbiri bize taziye sunmayıp, gittiler. Belli ki kendilerini göstermeye gelmişlerdi." Ama o karmaşada aileyi bulup da taziye sunmak neredeyse imkansızdı. Ben bunun için defin törenini bekledim. Mezara üç kürek toprak attıktan sonra bir köşede ağlayan Bülbin Abla'nın yanına giderek ancak elini öpebildim.
Mezarlığa otomobil ile girebilenler ise o daracık mezarlık yollarında tüm sürücülük yeteneklerini sergilemek zorunda kaldılar. Ayrıca kargaşa yüzünden pek çok mezarın da çiğnendiğine şahit oldum. Özetle, ne yerin üstündekilerde ne de altında bulunanlarda huzurdan eser kalmamıştı.
Ne yazık ki bu kargaşa bundan sonraki ünlü cenazelerinde de sürecek. Ta ki ilgili kurum ve kuruluşlar, medyanın görüntü alması için özel yerler tahsis edene, ailenin bulunduğu bir taziye koridoru belirleyip, burayı kordonlarla belirgin hale getirerek düzeni sağlayana kadar. Aksi halde ölmeden daha çoook kabir azabı çekeriz...
Dokunmayın Ajda'ma!..
Geçen hafta Ajda Pekkan'ı ilk kez kendisini eleştirenlere gönül koyarken gördüm. Son konserindeki dans için yorum yapanlara sitem edip, "Bir daha dans etmeyeceğim" dedi. Son derece haklıydı üstelik. Yahu kadın 74 yaşında... Bakalım sen o yaşa geldiğinde bastonsuz yürüyebilecek misin? Üstelik Ajda'nın dansı son derece ölçülü, zarif ve asildi. 9/8'i İngiltere Kraliçesi gibi oynayabilmek kimin harcı? Kadın bir sahne kostümü seçiyor, günlerce öve öve bitiremiyorlar.
Ya sesi? Onun yarı yaşındakiler "çoklu ses yetmezliğinden" kendilerini emekli etti. Ajda hâlâ bülbül gibi şakıyor.
Bir de şu şom ağızlı Okan Bayülgen yok mu? TV100'deki programında Ajda'nın dansını yorumlarken "Kalça çıkığı filan olmasın" dedi. Kadın o gece evinde düşüp, kalçasını kırdı. Ama bu kazaya en çok Okan üzülmüştür diye düşünüyorum. Yine de ağzını hayra, gözünü bayıra aç Okan'ım...
Canımın içi, son kraliçe Ajda'ya ise geçmiş olsun. Allah en kısa sürede şifasını versin inşallah.
Aralıklı oruç nedir yahu?
Son zamanlarda beslenme uzmanlarının ağzında bir "Aralıklı Oruç" lafı var. Anladığım kadarıyla kilo vermek için arada bir gündüzleri aç kalmayı öneriyorlar.
İyi de oruç dediğimiz, en kutsal, en anlamlı dini vecibelerden biridir. Asla ve asla bir "diyet yöntemi" olarak adlandırılamaz. Bu talihsiz niteleme, en hafif tabiriyle orucun kutsallığına kasteden bir algı operasyonu değilse bile büyük bir gaflettir.
Evet, oruç insanların hem fiziki hem de ruhsal açıdan sağlık kazanmalarına da vesile olur. Ama isminin bir diyet yöntemi olarak anılmasına gönlüm asla razı değil. Ayrıca sadece zayıflamak için tutulan orucun da Allah katında herhangi bir sevaba karşılık geleceğine inanmıyorum.
Buraya bir not düşeyim istedim.
Gaf kürsüsü
Atv'deki Milyoner'de Ahmet Can adlı yarışmacı, "Hangisi zıbın giyer? A- Gergedanlar B-Su aygırları C-Bal porsukları D-Bebekler" sorusunda önce seyirci sonra yüzde 50 joker haklarını kullandıktan sonra doğru cevaba (Bebekler) ulaşabildi.
Zap'tiye
Müge Anlı'nın programında bir gün dağ dağa kavuşursa hiç şaşırmayacağım vallahi!..
Ne demiş?
Hapiste 38 yıl yattıktan sonra DNA testi sonucu masum olduğu anlaşılıp salıverilen ABD'li Mario "Burada küskün biri olarak bulunmuyorum. Hayatımın kalan yıllarını mutlu geçirmekten başka bir derdim yok" dedi.