Profesör Nihat Hatipoğlu'nu artık tanımayanınız olmadığını düşünüyorum. Atv'de hazırlayıp sunduğu birbirinden keyifli ve bilgilendirici programlarla izleyicinin sevgilisi haline gelen hocamızın, pek bilinmeyen ve "reklamı da yapılmayan" harika bir hizmetinden, konuşması arasında haberdar oldum.
Meğer Hatipoğlu hocamız, rektörlüğünü yaptığı Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nde iki yıl içinde bir Tıp Fakültesi'nin kurulmasını sağlamış.
Ülkemizde yanlış bir inanış vardır. Din ile bilim arasında görünmez bir çatışma olduğu söylenir. Oysa İslam dini; bilime, ilme, teknolojiye en yakın duran dindir. Hocamız da buradan hareketle İslam öğretileri için kurulmuş bir eğitim mabedinde ilk iş olarak Tıp Fakültesi kurarak, aydın bir din adamının, bir eğitim neferinin yapması gerekeni hayata geçirmiş. Ne diyeyim? Helal olsun!
Bu arada Atv'deki Kur'an ve Sünnet programında bir de nöbet değişimi yaşandı. Geçen sezon boyunca stüdyoda hocamızı yalnız bırakmayan İnci adlı tekir kedi, görevi bir sarmana devretti. Program boyunca Hatipoğlu'nun masasından inmeyen, programda adeta ona partnerlik yapan sevimli kedi sayesinde hocamız da hayvan sevgisinin dinimizdeki güzel karşılıkları üzerine önemli mesajlar verme fırsatı buldu.
Vatandaş da olmasa...
Ekranda bir haber... Sağ üst köşede kocaman İHA logosu. Ama görüntü cep telefonuyla amatör biçimde çekilmiş. Üstelik telefon dik tutulduğu için de görüntünün iki yanı boş...
Görüntü eğer bir vatandaş tarafından çekildiyse, üzerine logo basmak yayıncılık etiğine uygun olur mu? Yok eğer görüntünün sahibi İHA muhabiri ise o zaman nerede profesyonellik?..
Bu arada bültenlerin ihbar hattına gelen vatandaşların çektiği görüntüler ile MOBESE ve güvenlik kameraları olmasa, bültenleri nasıl doldururlar bilemiyorum. Korkum, her gün sırtlarında 30 kiloluk kameralar, tripotlar ve yedek akülerle bir haberden diğerine koşan cefakar kameramanların giderek daha büyük bir işsizlik tehlikesinin içine düşmesi...
Asıl "soğuk savaş" bu...
Rusya'nın Avrupa'ya giden doğal gaz vanalarını kapatması, bu kış sürecek "yeni tip soğuk savaşın" ilk işareti gibiydi. Ardından Rusya'nın en büyük gaz dağıtım şirketi Gazprom'un yeni reklam filmi Avrupalıları tir tir titretti. Çünkü reklam filminde soğuktan donan Avrupa başkentleri resmediliyordu.
Bu işaretlerin ardından Avrupa'da alarm zilleri çaldı. Sokak aydınlatmaları kapatıldı. Enerji kısıtlamaları başladı. Hatta Almanya'da duş almak yerine tıpkı Orta çağ'da olduğu gibi "bezle silinme" yöntemi bile önerildi. Alman emekliler daha şimdiden kışı sıcak geçirmek için bizim Antalya'daki otellerin rezervasyonlarını neredeyse yüzde 100 oranında doldurdu.
En ilginç haber ise enerji faturalarının bir yılda üç kat arttığı İngiltere'den geldi. Ada ekranlarının en fazla izlenen yapımlarından Çarkıfelek tarzı yarışma programına ödül olarak "doğal gaz ve elektrik faturalarının ödenmesi" konuldu.
Rusya-Ukrayna savaşıyla değişen dünyanın bize verdiği önemli bir mesaj var: Kendi enerjin yoksa bir hiçsin!
Gaf kürsüsü
İsveç Başbakanı Magdelena Andersson, İngiltere'nin yeni Başbakanı Liz Truss yerine normal vatandaş Liz Trussel'e kutlama mesajı gönderdi. Trussel ise cevap olarak "En kısa zamanda ziyaretinize geleceğim, köfteleri hazırlayın" yazdı.
Zap'tiye
Tarkan, İzmir'de CHP Lideri Kılıçdaroğlu'ndan daha fazla kalabalık topladı. 6'lı masa için transfer teklifi alırsa şaşırmam!..
Ne demiş?
"Heyecandan ellerim titriyor. Ayağımı atacaktım, ayağımı bulamadım..." (Atv'deki Milyoner yarışmacısının ilginç itirafı)