Soyadını vermeyen Arif adlı okurumuz, son derece ilginç ve üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir tespit ve iddiayı seslendirmiş. Noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum:
"Sabah gazetesinde 'Uzmanlar bu yıl pandeminin, lojistik kaygıların ve Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği gıda krizinin, 2023'te üretimdeki düşüş kaynaklı yeni bir krize dönüşebileceğini söylüyorlar' deniliyor. Resmen dünya savaşındayız. Erdoğan'ın ayağını kaydırmak isterlerken bizim bürokratlarımız ne yapıyor biliyor musunuz? Kira artışlarıyla, pahalılıkla, yükselen dolarla uğraşan esnafımıza ve kobilerimize yıldırım gibi odalardan, vergi dairelerinden, belediyelerden tebligat, haciz, hesap blokesi yağdırıyor. Bürokratik darbe başladı yani. Türk halkına sabrından dolayı, fedakarlıklarından dolayı madalya vermesi gerekenler, maalesef milletin ocağına incir ağacı dikmeye başladı! Söyler misiniz, esnaf ve kobiler bu prangalarla nasıl borçlarından kurtulup ekmek parası kazanacak? Günü bile zor kurtarırken 'Erdoğan gitsin' diye yaptıkları şu rezilliklere bakar mısınız? Acaba millet sokağa çıkarsa Erdoğan'dan mı çıkarır öfkesini yoksa 'Erdoğan gitsin de isterse Türk milleti bitsin' diyenlerden mi..."
Böyle esnaf kaldı mı?
Artık köşemizin demirbaşı haline gelen meslek büyüğüm Muharrem Akduman bu kez de tüm esnaflarımıza örnek teşkil edecek bir olayı nakletmiş:
"Yüksel'ciğim, dün On Numara çekilişinde 8 tutturdum. 60 yıldır Toto, At Yarışı, Sayısal Loto oynarım ama 10 TL.'den fazla oynamam, ara sıra da tuttururum. Küçük bir meblağ 279. 85 TL ama çok sevindiğim bir olay oldu. Bizler kazancımızı tahsil ederken muhakkak bayiye bir bahşiş bırakırız, adettendir. Kuponu başka bayiden yatırdığım halde hemen ödedi. Zira 'Oynadığınız bayiden gidin tahsil edin' diyenler çoğunlukta... Kuponu uzattım. 'Bana 250 TL. verin, gerisi bahşiş' dedim. 'Olmaaazz...' dedi adam, 'Alın teri ile kazanmadığım parayı alamam...' Şaşırdım kaldım. Zira, bugüne kadar verdiğimiz bahşişleri beğenmezler, daha fazlasını isterlerdi. Adam 85 kuruşu bile verdi. Çok duygulandım. SİSAL Genel Müdürü Sayın Selim Ergün'e bir teşekkür mesajı gönderdim. Vallahi milyon kazanmış kadar sevindim. Bayinin kod numarası 4500ATA, tüm bayilere örnek olması dileği ile... Sevgiler, selamlar..."
Azla yetinme çağındayız ama...
Köşemizin "duayen" okurlarından Ramazan Budaklar yine televizyon eksenli harika bir tespitte bulunmuş:
"Yüzde ısrar etme doksan da olur... İnsan dediğinde noksan da olur' sözlerini çağrıştırdı Atv'nin fenomen programı Kim Milyoner Olmak İster... Sorunun cevabından çok yarışmacımızın ısrarına kilitlendik. Yarışmacı ablamız 100 bin lirayı alıp çekilmek varken, daha fazla alabilmek için cevap vermekte ısrar edince, elindeki 70 bin liradan da oldu. Sanırım buradan bir ders çıkarmalıyız... Biraz kanaatkar olmak, daha azla yetinmeyi bilmek sanırım daha çok kazandıracak hepimize... Dünya, tasarruf ekonomisine giderken, bizim daha fazla tüketime koşturmamızın sonu sanırım hayır değil..."
Ramazan Budaklar'ın bir başka tespiti de Külliye'deki 30 Ağustos kutlamaları için:
"Sabah gazetesinde Kurtuluş Savaşı gazilerinin akrabalarının duygularını okuyup ne kadar memnun olduklarını görünce, Cumhurbaşkanımızın Zafer Bayramı'nda bir ilke imza atarak gazilerimizin akrabalarını, torunlarını milletin sarayına davet etmesine çok güzel hareket diyorum, zil diyorum!
100 yıldır bu kadar hükümet geldi geçti. Bir tanesi bile neden böyle bir şeyi düşünmemiş?"
Gaf'let kürsüsü
"İnsan müzikle uğraştığı zaman şeytan omuzlarına çıkar, vurmaya başlar." (İsmailağa cemaatinin televizyonu FM TV'den)
Zap'tiye
Reklamlarda 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl gençleşme vaadi... Krem üreticileri biraz daha sıksa ölümsüzlük iksirini bulacak gibi...
Ne demiş?
Bu haftaki Ne Demiş? de okurumuz Muharrem Akduman'dan geliyor: Hırsızlar, Ümraniye'de internet kablolarını kesip çalmışlar. Mahalle 15 gündür internetsiz. Gençler "Ders yapamıyoruz" diye isyan ederken, zor gören, zor yürüyen 80'lik bir nine bağırıp duruyor. "İnternet isteriiiiizzz!.."