Bursa'daki çöp evde ölmek üzereyken bulunan 9 yaşındaki o sabiyle ilgili bütün bir yıl yazabilirim. Canımı, ciğerimi o kadar yaktı yani...
Sonunda çocuğun annesi de konuştu. Onu annesine bırakmış. Annesi ölmüş, cenazeden sonra çocuk ortadan kaybolmuş. Meğer ona garezi olan, akıl sağlığından şüphe duyduğu ve hatta cenaze sonrası çocuğu almak için kendisini darbeden kız kardeşi kaçırmış. Dediğine göre onun nerede olduğunu bilmiyormuş. Yıllardır onu arıyormuş filan...
Yahu bu nasıl anneliktir? Önce çocuğu başından savıp başkasına emanet edeceksin, sonra hiç sorup sormayacaksın, kardeşinin akıl sağlığından şüphe duymana rağmen onu araştırmayacaksın. Haydi diyelim ki bürokrasi ağır işliyor. O çocuğu, dakikasında herkesi bulan Müge Anlı'da niye aramadın?
Benim çocuğum kaybolacak da ben elimde üç tane kağıt parçasıyla yıllarca öylece bekleyeceğim ha? Tanıdık tanımadık herkesin kapısını aşındırmış, o Bursa'nın altını üstüne getirmiştim çoktan...
Anne, çocuğun babasının ondan habersiz olduğunu ve şu anda nerede olduğunu bilmediğini de söylemiş. Belli ki ipin ucunu çoktan kaçıran annesi, o garibi evlat diye kabullenememiş.
O anne, şu anda devletin şevketli kollarında rehabilite edilen çocuğu geri istediğini de söylemiş. Vermeye niyeti olan, lütfen iki kere düşünsün...
Kadir Şeker olayı diziye konu oldu
Kadir Şeker'in adını bilmeyen kalmadı. Sokakta şiddet gören bir kadını kurtarmak için katil olan ve yıllarca hapis yattıktan sonra serbest kalan tıp fakültesi öğrencisi...
Kadir'in dramatik hikayesi, yeni başlayan bir diziye de ilham verdi. Show TV'de perşembe günü başlayan Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisinde, ıslahevine düşen gençlerden Mert Yılmaz, tıpkı Kadir Şeker gibi sokakta şiddet gören bir kadını kurtarmak isterken onun eşini bıçaklayıp, öldürmüştü. Şartlı salıverildikten sonra gönderildiği okulda bir de ne görsün? Öldürdüğü adamın kızı ile aynı sınıfta değil mi?
Yahu tamamdır, her şey dizi hikayesi, yani masal... Mafya babasından coğrafya öğretmeni yapmanızı da sineye çektik, tamam da, cinayet suçlusunu, maktulün kızının sınıfına vermek ne akla, ne hayale, ne de masala sığar...
Otellerin durumu kritik
TGRT'nin sabah haberlerinde izlediğim özel habere başka hiçbir mecrada rastlamadım. Oysa manşetlere geçecek kadar önemli bir ekonomi haberiydi. Muğla'daki 137 otelden 46'sı icralık olmuş. Bunların yüzde 30'u da Bodrum'daki turizm işletmeleriymiş.
Turizm, ekonomimizi darboğazdan kurtaracak en büyük sıcak para kaynağı. Yani bu aralar turizme gözümüz gibi bakmalıyız. Pandemi sonrasında ülkemize büyük bir turist akını yaşanıyor. Gelin görün ki, oteller bir bir icralık oluyor ya da iflas bayrağını çekiyor.
Bunun sebebi mutlaka araştırılmalı. Çifte rezervasyon skandalları mı, fiyat politikalarındaki fırsatçılık mı, tur şirketleriyle iyi ilişkiler kuramamaları mı yoksa teşvik ve desteklerin zayıf kalması mı, sebebi her neyse bir an önce teşhis edilip, tedaviye kısa sürede başlanmalı.
Gaf kürsüsü
Arda Turan'ın söylediği iddia edilen "Orhan Veli Gencebay okumamış insanlar bana cahil diyor" sözü, sosyal medyada gün boyu makaraya alındı. Oysa Arda böyle bir cümle kurmamıştı.
Zap'tiye
Eskiden kızdığımız magandaya "Vay ayı vay, ormanın yansın e mi?" derdik. Sayelerinde ne ayı kaldı, ne orman...
Ne demiş?
Cenk Eren, ev fiyatlarının 13 milyon lira olmasını eleştiren Nazan Öncel'e ilginç bir yanıt verdi. "Sizden bir şarkı istemiştim, siz de vermiştiniz. Elbette sanatın fiyatı olmaz. Ama o zaman size ödediğim para gerçekten YUH'du."