Sağ olsunlar, köşemizin okurları sadece dizi ya da program eleştirisi yapmakla kalmıyor, sektörle ilgili usta işi analizlere de girişiyorlar.
Mehmet Kuzu adlı okurumuz da büyük televizyon kanallarının giderek daha fazla izleyici kaybetmelerinin altında yatan gerçek sebepleri kaleme almış ve son derece değerli önerilerde bulunmuş:
"Yüksel Bey, iyi günler. Bugün size insanların neden artık televizyon izlemedikleri ile ilgili yazacağım. Neden insanlar dijital platformlara kaçıyorlar? Uzun dizi sürelerini ve sonu gelmeyen reklam kuşaklarını bir kenara bırakırsak en önemli sorun kanalların döngüye girmiş olmaları. Örneğin, yaz geldi ve yaz dizileri başladı. Pazartesi yeni bir dizi mi oynuyor, ertesi güne dizinin tekrarını koyuyorlar. Sonra gece bir tekrar daha. Sonra hafta sonu iki tekrar. E yeter ama yani. Bunu her kanal yapıyor. Sonra bir de Kanal D ve Show TV'nin girdiği döngü var. Adını 'Şarkılar Güldür Show Döngüsü' koydum. Çünkü Kanal D neredeyse her gün Şarkılar Bizi Söyler'in tekrarını koyuyor. Show TV de neredeyse 4-5 yıldır her yaz neredeyse 4 gün Güldür Güldür Show koyuyor. Ben Show TV'nin başında olsam, parayı basar Oscar ödüllü, Cannes ödüllü filmleri koyarım. Farklı filmler alırım. Çünkü dijital platformları tercih etmemizin en önemli sebebi çeşitli filmlere ulaşabiliyor olmamız. Bu konuda TRT 2 ve TV8,5'u tebrik etmek isterim. TRT 2 birbirinden seçkin ve farklı filmler yayınlıyor. Ama bir ricam var, saat 22.00 çok geç. Çalışan kesim için o saatte film izlemek, filme devam etmek zor, yarıda kalır film. TV8,5 da her akşam film yayınlıyor neredeyse. Mesele sadece film de değil, günleri doldurmak için yabancı diziler alınabilir. Atv bir dönem Agents Of The S.H.I.E.L.D. dizisini alarak Marvel hayranlarını sevindirmişti. Yine buna benzer şeyler yapılabilir. İlla yerli dizi yayınlanacak diye bir kural mı var?"
Okurlardan haftanın incileri
Köşemizin okurları hemen her konuyla ilgili hem de yerinde tespitler yapacak kadar bilgili. İşte haftanın okur mesajlarından bir kolaj:
"Günaydın, Yüksel kardeşim. Acun, Alaçatı'da cübbe giymiş ve nikah kıymış!.. Arkadaşımdır, severim.. Cumhurbaşkanı olursa da şaşırmam... (Gazeteci-Yazar Muharrem Akduman-Yaş: 75)
Geçenlerde Milyoner yarışmacısı ve ÖSYM Türkiye 45'incisi Ahmet Malal, "Trafik işaretinde 'Yol ver'den önce genellikle hangisi yazar?" sorusunda Yayaya ve Şaşaşa şıkları arasında kalıp, doğru yanıtı seyirci jokeri ile bulmuş, seyircilerin yüzde 3'ü ise soruya "Şaşaşa" cevabını vermişti. Köşemizin köşe taşlarından sevgili okurum Ramazan Budaklar, o yazıya atıfta bulunmuş:
"ÖSYM Türkiye 45'incisi Ahmet'e ve yüzde 3'lük seyirciye verilecek en güzel cevap sanırım; 'Yayaya, Şaşaşa, bizi güldürdün Ahmet çok yaşa...' olacaktır. Olsun, oraya çıkmak ve Kenan'ı görmek birçok yarışmacıya yetiyor da artıyor zaten! Herkesin 'ölmeden önce yapılacak 10 şey listesi'nde muhakkak vardır, Milyoner yarışmasına katılmak. Ama şu ilk soruda elenme korkusu yok mu?.."
Köşemizin müdavimlerinden Korhan Kolcu ise pek çoğumuzun doğru bildiği bir yanlışın altını çizmiş:
"Yüksel Bey merhabalar. Salı günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli beyefendinin grup toplantısında yaptığı konuşmadaki 'Görürsünüz Hanya'yı Gonia'yı' sözü, çeşitli haber kanallarında 'Hanya'yı Konya'yı' şeklinde yazıldı. Fakat sözü geçen Gonia'nın Konya şehri ile alakası yoktur. Girit adasının fethi sırasında Türklere çok zorluk çıkaran Gonia denilen bir köy vardır. Bu yüzden Türkler oraya 'Asi Gonia' demişlerdir. Zamanla Gonia, Konya olmuştur."
Soyadını vermeyen Salih adlı okurum yazmış:
"Yüksel Bey, son zamanlarda ilginç soy isimler duymaya başladık. Aslıhan Malbora... Profesör Malbora... Galiba sigara şirketleri yeni reklam formülü bulmuş... Siz ne dersiniz?.."
Gaf kürsüsü
TV 8'deki Gazete Magazin programında Hadise'nin Kıbrıs'ta verdiği konser için 'Şeker Bayramı'na şeker gibi hazırlandı" denildi. Oysa geride bıraktığımız Kurban Bayramı'ydı.
Zap'tiye
Harvard Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada mide, beyinden daha akıllı çıkmış. Bunu duyan Hatice bacı onaylamış: "He doğru valla, bütün mideler benim beyimden akıllıdır."
Ne demiş?
"Of, of, bir zamanlar photoshop'a hiç gerek yokmuş..." (Gençlik fotoğrafını paylaşan Emel Sayın'dan yeni nesil ünlülere anlamlı gönderme)