Bu kez 'Teşkilat'tan kastım, TRT 1'in aksiyon dizisi değil. 'Teşkilat' olarak anılan Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ta kendisi...
Pazar günü yine sınır ötesindeki nokta operasyonuyla PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinden birini etkisiz hale getirdiler. Son yıllarda bu operasyonlar iyice sıklaştığı için artık bize sıradan geliyor. Oysa her biri ayrı filme konu olacak kadar önemli.
Önce sınır ötesinde kapsamlı bir istihbarat yani bilgi toplama çalışması yapılıyor. Bu çalışmayı kendi topraklarının dışında, "düşmanın" ta içinde yapmak öyle kolay bir iş değil. Sonra MİT, Emniyet ve Silahlı Kuvvetler arasında kusursuz bir organizasyon gerekli. Bunu planlamak bile başlı başına bir mesele. Sonra sıra eyleme geliyor. Sadece bu tür operasyonlar için eğitilmiş uzman ekipler ve teknolojinin son olanaklarıyla edinilmiş ekipman kullanılarak tereyağından kıl çekiliyor.
Düşünün, bir zamanlar İsrail Gizli Servisi Mossad'ın benzer operasyonları dünyada büyük yankı uyandırıp, ayakta alkışlanırken bizler gıptayla iç çekerdik. Mossad'ın her operasyonu ayrı bir filme konu olurdu. Şimdi ise ülkemizin birliğine kast edenleri inlerinde yok ediyoruz, paketleyip getiriyoruz. Ama büyük devlet olmanın erdemi ve vakur tavrıyla reklamını yapmıyoruz.
Hatırlayın, bir zamanlar bu ülkenin büyük kentlerinin meydanlarında terör bombaları patlardı. Peki ya şimdi? MİT öyle verimli çalışıyor ki, eylemler daha hazırlık aşamasındayken etkisiz hale getiriliyor. Üstelik bunların sadece belli bir bölümü medyaya yansıyor.
Şimdi anlıyor musunuz, FETÖ'nün bir dönem neden MİT Başkanı'na kumpas kurup tutuklamaya çalıştığını, 15 Temmuz'da MİT binasına helikopterle neden saldırdığını?..
Allah bu Teşkilat'ı ve ona destek verenleri başımızdan eksik etmesin...
Hacılara bu yapılır mı?
Haberi CNN Türk ekibi yapmıştı. Hac ibadetlerini yerine getirmek için Suudi Arabistan'da bulunan yabancıları kazıklamak için Mekkeli taksiciler adeta birbirleriyle yarışıyorlardı. Normalde 5 riyale gidilecek yere 50 riyal isteyen taksiciler, taksimetre açtırmak isteyenleri de araçlarına almıyorlardı. CNN Türk ekibi bu duruma Suudi Arabistan polisinin kayıtsız kalmasını da haberleştirdi.
Bana göre bu sadece bir "ekonomik fırsatçılık" değil. İşin bir de manevi yönü var. Hac farizasını yerine getirmek için büyük fedakarlıklara katlanan hacı adaylarına kolaylık göstermek farz iken, bundan fahiş rant elde etmeye çalışmanın öte dünyadaki karşılığı bellidir zaten.
Suudi Arabistan, Hac görevini her yıl biraz daha büyük bir iştahla "turizm gelirine" dönüştürüyor. Taksicilerin girdiği günah ise buzdağının sadece görünen kısmı...
10 numara Arda'ya
Allah nazarlardan saklasın... Fenerbahçe'nin pırıl pırıl parlayan 18 yaşındaki oyuncusu Arda Güler ne zaman oyuna girse böyle diyorum.
Teknik yönetim, onu korumak kollamak adına maçın son dakikalarında oyuna sokuyor. Ama seyirci onu 90 dakika sahada görmek istiyor. Sadece Fenerbahçeliler değil, futboldan keyif almak isteyen herkes...
Bana göre Arda tamamdır. Hem ilk 11'de yer almayı hem de Mesut Özil'den boşalan 10 numaralı formayı giymeyi sonuna kadar hak etmiştir. Özgüveni bu denli yüksek, karakteri bu kadar sağlam, şımarmayacağı her halinden belli bu evladımız tek başına tribüne adam toplayacak, Türk futbolunun marka değerini yükseltebilecek bir yeteneğe ve olgunluğa sahip.
Bir de... Bu çocuğun, "Fenerbahçe'de 10 numaralı formayı giymenin" ne demek olduğunu herkese göstermesini arzu ediyorum. Özellikle de Mesut Özil'e...
Gaf'let kürsüsü
Batman'ın Gercüş ilçesinin kaymakamı Server Sinanoğlu, 27 promil alkollüyken kullandığı araçla çarptığı 13 yaşındaki çocuğun ölümüne yol açtı.
Zap'tiye
Kovid ve Maymun Çiçeği'nin ardından Dünya Sağlık Örgütü en ölümcül salgını da açıkladı: Marburg Humması... Eh, artık bundan böyle "Salgın çayıra, Mevla'm kayıra..."
Ne demiş?
Show Haber'den bir diyalog: Muhabir: Borcunuz var mı? Sokaktaki kadın: Var. Muhabir: Ne kadar var? Kadın: Ne yapacaksın, ödeyecek misin?