Avukat okurum Ali Otay, atv'nin Hakim dizisini eksen alarak trafik kazalarıyla ilgili ceza sakilliğini hukukçu gözüyle yorumlamış:
"Yüksel Bey merhaba, 'Hakim'in hatırlattıkları' yazınıza dair birkaç hususu paylaşmak isterim. Hakim Bey'in, trafik kazası sonucu ölüme neden olan oğlunu yasalardan değil mafyadan kaçırmaya çalıştığı belli. Zira dizideki ölüm olayının ceza karşılığı neredeyse yok denecek kadar az zaten. TCK 85. maddesi taksirle öldürme suçunu düzenliyor. Buna göre taksirle bir kişinin ölümüne neden olmanın cezası 2-6 yıl arasında. Dizideki olayda da trafik kazası sonucu bir ölüm hadisesi yaşanıyor. İzlediğim kadarıyla da Hakim Bey'in oğlu araç kullanırken dikkatsiz ve tedbirsiz bir davranışla karşı şeride geçerek motosiklet kullanan gence çarpıp ölümüne sebep oluyor. Şerit ihlali nedeniyle asli ve tam kusurlu sayılsa bile alabileceği maksimum ceza maalesef 6 yıl. Kusur oranının değişme ihtimali, iyi hal, indirim, infaz derken verilecek ceza belki de 2 yıla kadar inecek ve hapiste bir gün bile yatmayacak. Asıl vurgulamak istediğim konu, trafik kazası sonucu verilen cezaların adaletsiz ve çok düşük oluşu. Bir insanın trafik kazası adı altında ölümüne yol açmanın bedeli maksimum 6 yıl olmamalı. Asıl sorun zaten buna 'trafik cinayeti' yerine 'trafik kazası' demektir. Hayattan kopan, yaşamı boyunca sakat kalan binlerce insanımız var bu ülkede. Her yıl trafik 'kazalarında' ortalama 4-8 bin arası insan hayatını kaybediyor. Binlerce insan da yaralanıp, sakat kalıyor. Ölüme bile 2-6 yıl arası ceza öngörülürken, yaralanmaya, sakat kalmaya yol açanlara uygun görülen cezaları hiç söylemeyeyim.
Yüksel Bey, trafik 'kazaları' ve verilen trajikomik cezalar ciddi bir problem. Ölümlü kazalarda dahi mahkemelerin genel yaklaşımı alt sınırdan veya alt sınıra çok yakın ceza verip, ertelemek veya paraya çevirmekten ibaret. Böylece hiç hapse girmeyen binlerce suçlu, sadece trafik 'kazası' denilerek salıverilmekte, çarptığı kişi toprağa girerken, ailesini perişan edip yuvasını dağıtırken, çarpan şahıs hayatını aynı rahatlıkta sürdürebilmektedir.
İnşallah hepimiz trafikte gerekli kurallara uymayı bir ahlak olarak benimser ve hayatımıza tatbik ederiz. İyi çalışmalar diler, saygılar sunarım."
İşte ağaç katliamı gerçeği
Günlerdir katledilen ağaçlarla ilgili yazıp duruyorum. Bu kez söz bir uzmanın. İşte Emekli Orman Yüksek Mühendisi Yavuz Yüksel'in Çırağan Caddesi'nde kesilen asırlık çınarlarla ilgili tespiti:
"Sayın Aytuğ, Beşiktaş'taki 150-200 yıllık çınar ağaçlarının kesilmesini bir orman mühendisi gözüyle kısaca değerlendirmek isterim. Orman Kanunu ve ilgili yönetmeliklerine göre tapulu arazinizdeki, bahçenizdeki veya Belediye/ Hazine arazisindeki bir orman ağacını Orman İşletme Müdürlüğü'nden izinsiz kesemezsiniz. Bu tartışmasız suçtur. Ciddi bir para cezası yanında mahkemeye intikalinde hapis cezası vardır. Muhtemelen bu para cezası vatandaşın vergisi ile ödenecektir. Ama maalesef Yalova'da Atatürk'ün diktirdiği çınarlarda olduğu gibi, burada da 150-200 yıllık çınarlar geri gelmeyecektir. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü'nün basına yaptığı açıklamaya göre resmi bir izin alınmamış. Saygılarımla..."
İstanbullular TRT'ye dikkat!
Değerli dostum Kamil Çetin, 'Acil' koduyla bildirdi:
"Lütfen ilgilen, çok önemli. Saat 19.24... TRT'de ezan okunuyor... Az kalsın orucumu bozuyordum. Şu anda iftar duası yapılıyor... Meğer Ankara için iftar vaktiymiş. En ufak bir yazı ve uyarı yok. Çok mu zor 'Ankara için' diye yazmaları? Binlerce kişi bu duruma kanıp orucunu bozmuştur."
Gaf kürsüsü
Ünlü şarkıcı Doja Cat, Grammy töreninde ödül almak için anons edildiği anlarda tuvaletteydi ve koşarak sahneye çıktı. Ünlü rapçi konuşma yaptığı sırada ise yüzlerce seyircinin önünde iç çamaşırını düzeltti.
Zap'tiye
Ünlü zeytinyağı firması piyasaya 'Banmalık' adıyla yeni ürününü sürmüş. Bence bu fiyatlardan sonra en uygunu "Damlalık" olurdu!
Ne demiş?
"Ben tepsi yiyen adamım. Bir oturuşta 10 kazandibi, 10 fırın sütlaç, 10 aşure yerim. Bana yemek işleriyle gelmeyin." (Kavacık'taki restoranda 16 porsiyon döner yediği duvardaki belge ile ispat edilmiş Hakan Ural kardeşimin Neler Oluyor Hayatta programındaki sözleri)