Sevgili Barış Akarsu'nun trafik kazası geçirip, hastaneye kaldırıldığını duyunca hemen Bodrum'a gitmiştim. Bodrum Devlet Hastanesi'ne girdiğimde annesi Hatice Akarsu'yu gördüm. Daha önce birkaç kez kendisiyle konuşmuşluğum vardı. Çünkü jüri üyeliği yaptığım Akademi Türkiye Yarışması'nda hemen her hafta Amasra'dan kalkıp İstanbul'a gelir, sahnenin kenarından hayran hayran oğlunu izlerdi. Hastanede onu gördüğümde, sanki 20 yıl ihtiyarlamış gibiydi. Elinde siyah bir çorap vardı. Gözyaşları içinde onu koklayıp duruyor, bir yandan da "Barış'ım kokuyor, Barış'ımın kokusu" diye sayıklayıp duruyordu. Kaza sonrası hastaneye getirildiğinde Barış'ın ayağından çıkarılan çorap, onun yeni yoldaşı olmuştu...
Barış'ın hayatını kaybettiğini öğrenince Hatice Anne daha da kötü oldu. Hastanede bana "Barış'ım önce sana, sonra Allah'a emanet" demişti. Yarışmanın yapımcısı Pelin Akat ile cenazeyi Atatürk Havalimanı'nda karşılayıp, Amasra'ya yolcu ettik. Biz de bir otobüse doluşup, Barış'ı toprağa vermek üzere Amasra'nın yolunu tuttuk...
Hatice Anne'yi hiç yalnız bırakmamaya çalıştım. Her isteği benim için Barış'ın bir vasiyeti gibiydi. İkimiz de sevgili Barış Akarsu'nun ismini ve anısını yaşatmak için elimizden geleni yaptık.
Ölüm hiçbir şeyin çaresi değildir biliyorum. Ama Hatice Anne'nin ruhunun şimdi huzur bulduğuna inanıyorum. Öte tarafta bir vuslat yaşandığını hayal ediyorum. Ana-oğul şimdi hasret gideriyorlardır. Allah hepimize, onun emrettiği zamanda hayırlı vuslatları nasip etsin...
Deve kuşu deyip geçmeyin
Deve kuşu artık ülkemizdeki çiftliklerde de yetiştirilen bir hayvan haline geldi. Kocaman yumurtası da pek çok ünlü şefin tariflerine girdi.
Cuma akşamı NatGeo Wild kanalındaki Yaşayan En Garip Kuş adlı belgeselde de bu türün bilinmeyen özellikleri anlatılıyordu. İçlerinden birini sizinle paylaşmak istedim:
Deve kuşu sürüsünün alfa (en baskın, en güçlü) dişisi gidip uygun bir yere yumurtasını bırakıyor. Daha sonra sürüdeki tüm dişiler aynı yere yumurtluyor. Bilim adamları önce bu garip davranışın sebebini bulamamışlar. Uzun süre onları izledikten sonra gerçek ortaya çıkmış. Alfa dişi, bir düzine yabancı yumurtanın ortasına kendi yumurtasını koyuyor. Diğerlerini de belirli aralıklarla onun etrafına diziyor. Böylece yumurta peşindeki yırtıcılar onun yumurtasına gelene kadar doyuyor, kendi yavrusu kurtuluyor. Kuşun zekasına ve diğer dişilerin fedakarlığına bakar mısınız? Ayrıca diğer yumurtalar, deve kuşunun yavrusu için ilk günlerde besleyici bir gıda yerine de geçiyor. Eğer bu numara tutmazsa ve yırtıcı bizim deve kuşunun yumurtasına yaklaşırsa, alfa dişi B planını uygulamaya sokuyor. Yaralı ve güçsüz bir deve kuşu rolü yapıp, tilkiyi kendi üzerine çekiyor. Sonra da güçlü bacaklarıyla saatte 60 kilometre hıza erişip, tilkiyi oradan uzaklaştırıyor.
Sizce de belgesel, 'Yaşayan En Garip Kuş' adını hak etmiyor mu?
Bir de poz verseymiş?
Müge Anlı, sosyal medya ile geç tanışanlardan ama, fotoğraflarını paylaştığı mugeanliofficial hesabı kısa süre içinde milyonlarca takipçiye ulaştı. Bu fotoğrafı ise bir günde yaklaşık 500 bin beğeni aldı. Nasıl almasın ki? Sevgili Müge adeta moda dergilerinin kapağından fırlamış gibi. Fotoğrafın altına ise şu notu düşmüş: "Fotoğraf çektirmeyi hiç sevmediğimi herkes bilir. Ama benim tatlı paparazim Sevcan'ın çektiği bu fotoğrafı görünce keşke poz verseydim demeden edemedim." Müge bir de poz verseymiş ne olurmuş... Bilemedim...
Gaf kürsüsü
CNN Türk'te sunucu Sultan Arınır, Bilim Kurulu toplantısından haber aktarmak için bekleyen muhabir Serhat Dal'a yanlışlıkla "Evet, enflasyon rakamları açıklandı. Ayrıntıları Serhat'tan alıyoruz" deyince, ne yapacağını bilemeyen muhabir elindeki kağıtları yere fırlatarak isyan etti.
Zap'tiye
Doğal gaz faturalarını görünce insanın ayı olup kış uykusuna yatası geliyor...
Ne demiş?
Tatlı Sert'ten bir diyalog: Ayşe Zengin: Eğer annemi bulursanız, Hacca gitmiş kadar olursunuz. Müge Anlı: Öyleyse kayıp anneni bulmamız şart oldu.