Atv'nin yeni dizisi Baş Belası giderek daha büyük bir seyirci kitlesinin ilgi alanı içine giriyor. Bunda polisiye-gerilim, psikoloji ve romantik komediyi birleştiren özgün senaryosu kadar büyük bir isabetle seçilen başrol oyuncularının da rolü var.
Benim içinse dizinin cazibe noktası, Psikolog İpek'i canlandıran İrem Helvacıoğlu'nun olağanüstü oyunculuk performansı. Onu ilk kez Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi'nde fark etmiştim. Ardından Atv'de yayınlanan Sen Anlat Karadeniz'de kendini bütün ülkeye tanıttı. Ancak oradaki rolü gereği neredeyse her sahnede ağlatıldığı için gerçek cevherinin farkına varmak Baş Belası ile mümkün oldu.
Psikolog İpek hem öldürülen kocasının katilini arıyor, hem ilk kez içine girdiği Cinayet Masası'nın ortamına uymaya çalışıyor, hem de yıldızının bir türlü barışmadığı Başkomiser Şahin ile sonradan aşka dönüşmesi kuvvetle muhtemel bir sinir savaşı veriyor. Aynı zamanda travma yaşayan oğluna kol kanat geren bir anne olmanın büyük sorumluluğunu da yükleniyor. Kısaca İrem, her babayiğidin altından kolay kalkamayacağı, dallı budaklı bir karakteri büyük bir ustalıkla ekrana taşıyor. Hele karakterin alamet-i farikası haline gelen, sürekli dirseğinden bükülü, kalkık sol kolu ile artık 200 metreden fark ediliyor.
İrem'in vücut dilini, mimiklerini, her cümlenin hakkını veren tonlamalarını izlemek gerçekten de büyük keyif. Hele ki; botoks, Fransız askısı, dolgu vs. ile giderek mimiklerini kaybeden şu günümüzün 'robotik' oyuncularının dünyasında...
Miami'yi uyarmıştım
29 Kasım 2018'de bu köşede yazmıştım "Ünlüleri uyarayım: Miami batıyor" başlığıyla. National Geographic'de izlediğim 'Batan Şehirler' belgeselinde anlatılanlardan yola çıkarak Miami'de ev almak için kuyruğa giren ünlülerimizi uyarmıştım naçizane...
Demiştim ki "Delikli peynir gibi kalkerli kayaların üzerine inşa edilen şehrin altını yeraltı suları ve okyanustan yürüyen tuzlu sular oyuyor. Şehrin özellikle su seviyesi altında kalan bölgeleri çok tehlikeli..."
Haberlerde izlemişsinizdir. Miami'de büyük bir bina durup dururken çöktü. 24 kişi öldü, kayıp 21 kişiden de umut kesildi. Sebebi: Tuzlu suların zemin kayalarını aşındırması...
Belli ki ABD'li yetkililer National Geographic izlemiyorlar. Bari arada bir bizim köşeye göz atsalar...
Kupanın en iyi oyuncusu Immobile (!)
'Oyuncu' derken, futbol yeteneklerinden söz etmiyorum. Benim bahsettiğim, aktörlüğü.
EURO 2020'de formasını giydiği İtalya hücumdaydı. Immobile, ceza sahası içinde topu ezince, son çare kendini yere atıp, penaltı dilenmek için kıvranmaya başladı. Seken topu takım arkadaşının filelerle buluşturduğunu görünce, mucizevi bir şekilde iyileşti, ayağa fırladı, deparını atıp, arkadaşlarının oluşturduğu sevinç yumağının içindeki yerini aldı.
Peki bu kadar ayrıntıyı nasıl mı gördüm? Bir kamera tamamen Immobile'ye fikslenmiş ve gol pozisyonu yerine onu kaydetmeyi seçmişti de ondan.
Bir televizyon yazarı olarak futbolcu kardeşlerime tavsiyem şu: Artık sahadaki herkesin -bir anlığına bile- görünmez olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Etrafta 15-20 kamera, VAR odasında ise pozisyonlarla ilgili adeta açık kalp ameliyatı yapan hakemler varken, sahtekarlığı seçen kendini rezil eder. Tıpkı Immobile gibi...
Bu arada ekranda spikerler Immobile'nin ismini her telaffuz edişinde, benim kafamın içinde Verdi'nin Rigoletto operasındaki unutulmaz arya 'La Donna e mobile' dolaşmaya başlıyor. Ne diyordu oradaki aldatılan aşık? "Her zaman zavallıdır/ Ona inanan, ona güvenen/ Kalbine dikkat etmeli..."
Şeref kürsüsü
EURO 2020'de giydiği Almanya formasıyla başarılı bir performans sergileyen futbolcumuz İlkay Gündoğan, hayır işlerinden de eksik kalmıyor. İmzalı formalarını tohum Otizm Vakfı'nda eğitim gören çocuklara ulaştıran İlkay, ayrıca bir özel eğitim sınıfını da malzemelerle donatarak farkındalığını gösterdi.
Zap'tiye
Hem dönüşü bedavaya getirdi, hem de karantina tedbirlerinden yırttı. Şu 'Tosuncuk' gerçekten büyük dolandırıcıymış...
Ne demiş?
Sokaktaki genç kız, Atv muhabirinin "Photoshop efektleriyle güzelleşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şahane bir cevap verdi: "Badem gözler, dolgun dudaklar, çıkık elmacık kemikleri... Tam bir 'Yıkamadan alma' modu..."