Cem Yılmaz yeni Opet reklamında yine harikalar yaratıyor. Son olarak ralli şampiyonu Burcu Burkut Erenkul'un otomobiline binip de korkudan yusufcukları sayarken "Airbag'i (hava yastığı) açsam rahatsız olur musunuz?" diyor ya, her seferinde kahkahayı basıyorum. Tek kelime ile enfes... Belli ki, "Asfalt ağladı", "Alırım anahtarını" ve "Doktor bu ne? İnsan yiyecek bunu insan"dan sonra yıllarca unutulmayacak bir reklam hit'i daha kazandık.
Bu arada yolda otostop yapan adamı aracına alan Burcu'ya şaşıran, hatta onun için kaygı duyanlar var. Hiç merak etmesinler, çünkü kız arabayı şok tabancası gibi kullanıyor. İndiğinizde Burcu'yu değil, bizim Cem gibi sadece toprağı öpmeyi düşünüyorsunuz...
Diğer yandan reklamın sonunda Cem'in yanından uzaklaşan benzinci kızın catwalk'ını (kedi yürüyüşü) gördünüz mü? Sanırsınız Victoria Secret defilesine seçilmişken pandemi yüzünden işsiz kalmış da zaruretten pompacılığa başlamış...
Üzülmeyin, gurur duyun!
ABD yönetimi ne yapmak istiyor bir türlü anlayamıyorum. Sanırsınız bir odada toplanmışlar ve "Türk insanı ABD'den nefret edebilsin diye acaba bugün ne yapalım?" diye kafa patlatıyorlar.
Son icraatları Türkiye'yi, "Çocukları silah altına alan ilk NATO ülkesi" olarak suçlamak oldu. Şu ikiyüzlülüğe bakar mısınız? Hem evlatlarımızı kaçırıp dağa kaldıran, sonra da ellerine silah tutuşturup, bize kurşun attıran PKK/YPG'yi TIR'lar dolusu silaha boğarak, her platformda koruyup kollayacaksın, sonra da utanmadan bize bu iftirayı atacaksın.
Ayrıca, içine düştüğü Afganistan bataklığında yıllarca çırpındıktan sonra, arkasına bile bakmadan kaçarken, aklının kaldığı Karzai Havaalanı'nı bekçilik için Türk askerine devretmek üzere dört takla atan da o ABD değil mi?
Belli ki ABD cephesinde korku dağları sarmış. Yıllar sonra kafasını kaldırıp, ileriye doğru bakabilen Türkiye'yi bundan sonra ancak 'kara propaganda' ile alt edeceklerine kanaat getirmişler.
Bu kuru iftira belki canımızı yaktı ama üzülmeyin, gurur duyun diye yazıyorum bunları.
Yavru Survivor ne yapar?
TV 8'deki Survivor'ın Kanal D ekranlarında bir yavrusu oldu: Operasyon 41...
İlk bölümü 'güçlükle' izleyebildim. Çünkü kış boyunca dizilerde çatışma izlemekten yorgun düşmüştüm. Programa esin kaynağı oluşturduğunu düşündüğüm PubG oyununa da ilgi duymadığım için fena halde sıkıldım. Eğer bu programa onay verenler, PubG'nin popülerliğine bel bağladılarsa, fena halde yanıldılar demektir. Zira bilgisayar oyunu oynayanlar, televizyona hep sırtı dönük otururlar.
Muhtemelen ileriki bölümlerde reytingi köpürtmek için şişirme ego savaşları, kayıkçı kavgaları, iliştirme aşklar filan başlayacak ve korkarım ki her Survivor taklidinin başına geldiği gibi Operasyon 41 için de hüsran kaçınılmaz olacak.
İnşallah ben yanılırım da 'adamlığını' çok takdir ettiğim, programın sunucusu ve yaratıcısı sevgili Hasan Yalnızoğlu kardeşim üzülmez...
Artık 'Mahrem' kalmayacak!
14-15 Temmuz (Çarşamba- Perşembe) akşamı TRT 1'de ibretlik belgesel 'Mahrem' iki bölüm halinde yayınlanacak. 15 Temmuz sürecinin failleri, ilk kez kimlikleri saklanmadan açık açık nasıl bir tezgahın içinde yer aldıklarını, neler yaşadıklarını, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin nasıl içten içe kemirildiğini anlatacaklar.
Daima uyanık kalmak için bu belgeseli dikkatlice izlemek farz oldu. Sizi bilmem ama ben saatimi14 Temmuz Çarşamba akşamı 20.00'ye kurdum. Merakla bekliyorum.
Gaf kürsüsü
Hıncal ağabey, "Okuma bir zevktir, keyiftir öncelikle..." diye yazmış ama cümle, köşesinde "O kuma zevktir, keyiftir öncelikle" diye çıkmış. Aman ki ne aman!
Zap'tiye
Brezilya'dan Kurban Bayramı öncesinde hep Angus ve Brangus getirirdik. Bu kez 'Tosuncuk' getirdik.
Ne demiş?
Atv'deki Tatlı Sert'ten bir diyalog: Seyirci: "Sabahları gözümü sizinle açıyorum. Sabahların sultanı sizsiniz." Müge Anlı: "Sabahların sultanı Seda Sayan. Onun unvanını almayalım şimdi..."