TRT 1'in Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinde geçen hafta yayınlanan bir sahne, başta Kıbrıs halkı olmak üzere seyircilerin büyük tepkisini çekti. Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak isteyen EOKA'nın lideri Nikos Sampson, o dönem mücahitlerin lideri Rauf Denktaş'ın kafasına silah dayayarak tehdit etti. Bu sahne KKTC'de infiale neden olurken, Rauf Denktaş'ın eski danışmanı Sabahattin İsmail ise "Geri zekalı mısınız? Sampson kim ki Denktaş'ın kafasına silah dayayacak? Utanmadan bir de 'Gerçek bir varoluş hikayesi' diyorsunuz" diyerek tepkisini dile getirdi. İsmail, sosyal medya hesabından paylaştığı yorumunda "Bu dizi varoluş hikayemizi anlatmak için değil, insanları arkadan vuran, sivilleri katleden eli kanlı katil Sampson'u aklamak ve kahraman yapmak için mi yapıldı? Bu korkak katil, davası için korkmadan mücadele eden liderimiz Denktaş'ı silahla kaçıran bir kahraman olarak gösteriliyor" diyerek adeta isyan etti.
Ne yalan söyleyeyim, dizide eli kanlı Sampson'un son derece yakışıklı, karizmatik bir lider (!) gibi gösterilmesinden ben de rahatsızım. Hatta neredeyse alternatif bir Che Guevara portresine bile yaklaşılıyor. Aman diyeyim...
Bu güzel mi şimdi?
Sanal alemde dünyanın en güzel kadınını yaratmışlar. Sözde... Neden mi öyle diyorum? Resme dikkatli bakın, siz de anlayacaksınız. Saçlar Lilly James'ten, kaşlar Holly Willoughby'ye ait, kulaklar Anne Hathaway, gözler Beyonce, elmacık kemikleri Cara Delevigne'den araklama... Hepsini bir araya getirince dünyanın en güzel kadınına ulaşacaklarını sanmışlar. Ama 'kusursuz' güzelliğin sadece Yüce Yaradan'dan geleceğini unutmuşlar. Böyle olunca da bana göre ortaya Frankeştayn'ı andıran bir 'ucube' çıkmış.
İnsanı yaratmayı kolay sanmışlar herhalde. Kes, yapıştır!.. Oysa insan 'patchwork' değildir. Ahenk yalnızca Allah'tan gelir. Hatırlayın... Dünyanın en iyi futbolcularını Dünya Karması adı altında toplayıp, gösteri maçları yaparlar. O takımların 'kusursuz' olması gerekir değil mi? Asla öyle olmaz. Sapır sapır dökülürler. Çünkü ahenkleri yoktur ve 'takım' olamamışlardır. Yukarıdaki ucubenin küme düşmesinin sebebi de budur.
Çam fıstığının tanesi bir lira
Çam fıstığı...
Dolmaların, helvaların vazgeçilmezi... Ama ben vazgeçtim. Geçen hafta markete gittiğimde çam fıstığını hayatımdan çıkardım...
Eşimin belirlediği sipariş listesinde çam fıstığı ve kuş üzümü de vardı. Baharatların bulunduğu reyona yaklaştım. 50 gramlık çam fıstığının üzerinde 39 lira fiyat etiketi vardı. Yani fıstığın tanesi kaba hesapla 1 liraya geliyordu. Dolmanın içindeki o kazık yutulur mu? Almadım tabii...
Yahu memleket ormanlarının nereden baksan 5'te biri çam... Onların da en az yarısı fıstık verecek cinsten. Nasıl oluyor da bu nimet, altınla yarışır hale geliyor? Vallahi bahçedeki çamlara tırmanıp kozalak toplayasım var!..
Ne demiş?
"Dert sana uğramasın diye ben her gece misafir ettim." (Çukur'dan bir duvar yazısı)
Şeref kürsüsü
Bursa Nilüfer'de çiçekçilik yapan Yusuf Zengin, müşterilerinden birinin düşürdüğü ve içinde hatırı sayılır miktarda para ve altın bulunan cüzdanı bir an bile düşünmeden polise teslim ederek, insanlık adına umutlarımızı tazeledi.
Zap'tiye
Tam kapanma günlerinde sokakta rahat rahat gezmek için en geçerli iki belge: Ekmek poşeti ve Filistin bayrağı.