GossipMag Businness dergisi tarafından Yılın Dizisi seçilen Atv'deki Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ekibiyle törenin yapıldığı Çırağan'da uzun uzun sohbet etme olanağı buldum. Başarılı yönetmen Onur Tan'a dedim ki, "Bu kadar dış çekimi ve aksiyon sahnesi olan bir diziyi her hafta sinema filmi uzunluğunda çekmek deli işi..." Onur Tan, "Hayır" dedi, "Deli işi değil, vazgeçme işi..." Hayretle "Nasıl?" diye sordum, anlattı:
"Gönlümüzden neler geçiyor bilseniz... Şahane görsel efektlerle örülü takip ve çatışma sahneleri, drone çekimleri, özel efektler filan... Ama bütçe ve zaman sınırlaması nedeniyle bunlardan vazgeçip, o sahnedeki duyguları çok daha kısa ve ekonomik yoldan seyirciye geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Yani aslında bizim yaptığımız, nelerden nasıl vazgeçebileceğimize karar vermek..."
Sonra elini yanında oturan dizinin başrol oyuncusu Oktay Kaynarca'nın (Törende En İyi Oyuncu ödülünü aldı) omuzuna koyarak devam etti:
"Bakın bu adam bugüne kadar sete bir dakika bile geç gelmedi, bir dakika bile erken ayrılmadı. Hatta geçen gün 'Tamam abi senin işin bitti, gidebilirsin' dedim, diğer arkadaşlarına ayıp olmasın diye çekimin sonuna kadar setten ayrılmadı. Zaten bizim ekip için bu dizi sanki ev hayatının bir devamı gibi. Oraya gelip sohbet ediyor, eğleniyor, şakalaşıyorlar. Yani bir iş, bir mecburiyet olarak görmüyorlar Eşkıya'yı..."
Şimdi anladınız mı EDHO'nun neden şimdiden bir televizyon efsanesi haline dönüştüğünü?..
Bizden olmaz!
Bir yıl aradan sonra salı günü ilk kez kapalı mekanda toplu bir organizasyona katıldım. Sağ olsunlar, GossipMag Business dergisi beni Yaşam Boyu Basın Meslek Ödülü'ne layık görmüş. Gitmesem hem emeğe saygısızlık etmiş olacağım hem de Ada Demir, Alper Alp ve Tülin Ülker gibi hatırlı dostlarımı kıracağım. O nedenle Çırağan'daki ödül törenine korka korka gittim. Kapıda HES kodları soruldu. Görevliler maske dağıttı, dezenfektan sundu, sürekli maske ve mesafe konusunda uyarılarda bulundu. Ben tören boyunca çifte maske takmıştım. Benden başka bir de spiker Hülya Yürekli ve Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Bıyık sürekli maskeliydi. Sunucular Şenol İpek ve Özlem Yıldız sahneden sürekli anons etmelerine rağmen davetlilerin büyük çoğunluğu maske takmayı reddettiler. Hatta arkamda oturan hanımefendilerden biri "Biz takmayalım, sadece erkekler taksın, onların makyaj sorunu yok" deyiverdi.
İşte o zaman anladım ki, bizden sorumluluk ve bilinç beklemek hayal... Düşünün; o törene katılanlar sanatçılar, iş adamları, medya mensupları. Yani belli bir eğitim, kültür ve bilinç düzeyine erişmiş insanlar. (Ya da ben öyle düşünüyorum) Eğer biz onlara bile maske taktıramıyorsak, hem yüzümüzün hem haritalarımızın kızarması son derece doğal...
Bir hayalim gerçekleşti
Jüri üyeliğini üstlendiğim Akademi Türkiye yarışmasını aranızda mutlaka hatırlayanlar vardır. Merhum Barış Akarsu'nun birinci olduğu yarışmadan, daha sonra şöhrete ulaşan pek çok genç çıkmıştı. Özgür Çevik, Tolga Futacı, Pınar Aydın, Cenk Yüksel, Deha Bilimlier ve diğerleri...
GossipMag Business dergisinin Çırağan Kempinsky'deki ödül töreninde bir hayalimi gerçekleştirdim. Yarışmada sürekli derdim ki, "İnşallah gelecek yıllarda size sahnede ödül vermek de bize nasip olur." Deha Bilimlier, ödülünü almak için sahneye çıkığında "Bu ödülü sevgili hocam Yüksel Aytuğ'un elinden almak isterim. Çünkü Akademi Türkiye'de bana en yüksek puanları o vermişti" dedi. Davet bile beklemeden hemen sahneye fırladım tabii ki. Verdim ödülünü Deha kardeşimin. Oysa en büyük ödülü, bir hayalimi gerçekleştirerek ben almıştım...
Şeref kürsüsü
Engelli oğlu Batuhan okusun diye onu her gün bir kilometre uzaktaki okula sırtında götürüp getiren Malatyalı fedakar baba Halil Şahin şimdiden 'Yılın Babası' adayımdır.
Zap'tiye
Elele, omuz omuza vererek çözemeyeceğimiz tek sorun: Covid 19...
Ne demiş?
Muhabir, sokakta rastladığı Şener Şen'e sordu: "Yeniden Koronavirüs'e yakalanmamak için önlem alıyor musunuz?" Usta, cevabı yapıştırdı: "Alıyorum tabii. Ama bir tek size alamadık işte..."