Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Robot olmaya çeyrek var

Rahmetli annem ve babam 61 yıl bir yastığa baş koydular. Evlendiklerinde yastıkları yekpareymiş. Yorganları da... "Bir yastıkta kocamak" deyimi de zaten o uzun, yekpare yastıklardan geliyor.
Sobalı evde büyüdük biz. Diğer odalar buz gibiydi. Soba, ailelerin görünmez zamkıydı. Televizyon da öyle. Evde tek televizyon vardı çünkü. Diziyi de, maçı da, haberleri de hep beraber izledik. Aynı şeylere, aynı anda tepki verdik. Her şeyi o sobanın, o televizyonun etrafında paylaştık. Bilgisayar, cep telefonu, tablet yoktu. Böylelikle aynı odanın içinde herkesin kendine ayrı dünyalar kurma imkanı da yokru. Aileydik...
Şimdi aynı soyadını taşıdığı için aile gibi görünüp, aynı çatının altında birbirlerinden birkaç ışık yılı uzakta olan aile bireyleri var. Çekirdek aile çoktan çitlenmiş, geriye kabuğu kalmış. Kadın, işten gelen kocasına kapıyı açıyor ama sarılıp öpemiyor, virüs bulaşır diye...
Hepimiz bir orman kadar kalabalık ama bir ağaç kadar yalnızız.
Aynı yastığa baş koyamayan, karşılıklı otururken bile cep telefonundan alamadığı gözlerini birbirine değdiremeyen, aynı filmin aynı sahnesine aynı anda gülemeyen, sarılamayan, öpüşemeyen, dokunamayan robotlara döndük. Şimdiden birer seri numaramız oldu. Efendilerimiz ne zaman, nerede olduğumuzu, kime yakın durduğumuzu artık bir ekrana bakıp görebiliyorlar. Korkarım yakında birbirimize isimlerimizle değil, HES kodumuzla sesleneceğiz.
Bir yastığa 61 yıl baş koyan güzel insanlar mı? Onlar güzel atlara binip çoktan gittiler... Bize de kalabalık ama ıssız bir dünya kaldı...

Çukur'un yumuşak karnına neşter
Geçenlerde "Çukur'da eşcinsel tonlar" başlığı altında yazmıştım. Uzun süredir Selim karakterinin eşcinsel eğilimleri dizide sembolik olarak anlatılıyor, dolaylı ifade ediliyor, kafalarda soru işareti bırakılıyordu. Ama geçen hafta olay iyice belirgin hale geldi. Selim, türkü barda tanıştığı kendi gibi saz aşığı Cemil ile kaçıp, kendine yeni bir hayat kurmaya karar verdi. Ama Cemil'in, baş düşmanı Cihangir'in adamı olduğunu öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşadı. Selim bu hafta adeta intihar etti ve ailesinin tapularını geri almak için kendini Cihangir'in önüne atarak kendini öldürttü.
Selim karakterini kimileri dizi adına cesur bir hamle olarak görürken, kimileri ise ahlaksızlık olarak değerlendirip şiddetle eleştirmişti. Sonunda Çukur'un yumuşak karnına neşter vuruldu ve Selim karakteri imha edildi.
Bu arada Çukur'da hemen herkes son nefesini Yamaç'ın kucağında veriyor. Bugüne kadar ben diyeyim dört, siz deyin beş karakter Yamaç'ın kollarında can verirken, Selim'in de sonu farklı olmadı.
Yamaç'a bir kere yuvarlanmaya gör, sonrası kesin ölüm...

İslam'da incitmenin bedeli
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu pazar günü atv'de yayınlanan Nihat Hatipoğlu ile Kuran ve Sünnet programında harika bir olay nakletti:
Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V) yanında savaşanlardan biri, o meydan savaşı kargaşasının ortasında yanlışlıkla Peygamberimizin ayağına basar. Canı çok yanan Allah'ın Resulü "Estağfurullah, beni incittin" deyip, adamı kamçısının sapıyla dürterek ikaz eder. Ertesi gün Peygamber Efendimizin huzuruna çağırılan adam içinden der ki, "Eyvah, şimdi beni kınayacak, belki de ceza verecekler. Çünkü Peygamber'i incitmenin Allah'ı (C.C.) incitmek olduğunu iyi bilirim." Korkarak huzura gelen adama Hazreti Muhammed şöyle der: "Dün ayağıma bastığın için seni kamçımın ucuyla dürttüm. Şimdi senden helallik almak için şu 80 dişi koyunu al ve kabul et."
Şu dinin güzelliğine, insana verdiği değere, peygamberinin erdemine, şefkatine, adaletine bakar mısınız?
Peki bunca yazıyı niye mi yazdım? Eğer bir insanı bilerek ya da bilmeyerek incitirseniz, aklınıza bu olay gelsin diye...

Şeref kürsüsü
Sinan Erden adlı Ankaralı dolmuş şoförü, aracında bulduğu ve içinde 500 bin lira değerinde para ve ziynet eşyası bulunan çantayı iki saat içinde sahibine ulaştırarak insanlık dersi verdi.

Zap'tiye
Cumartesi ve pazarı 'sokağa çıkma yasağı', pazartesi ile cuma arasını 'sokağa çıkmama yasağı' olarak görürsek bu beladan kurtulamayız.

Ne demiş?
"İçim ürperiyor. Ya mutluysam?.." (Çukur dizisinden bir duvar yazısı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA