Atv'deki Akademi Türkiye ses yarışmasıyla tanıyıp sevdiğimiz, genç yaşta, üstelik doğum gününde geçirdiği bir trafik kazasıyla yaşamını yitiren sevgili kardeşim Barış Akarsu'nun hayatının film olması için bu köşede kim bilir kaç yazı kaleme aldım... Çünkü hayatı film olmaya değerdi.
Mütevazı bir ailenin çocuğu olarak Amasra'da dünyaya gelmiş, gitar çalmaya, şarkı söylemeye hayatını adamış, gençlerin sahilde ateş yakarak eğlendiği toplantıların aranan ismi olmuş, sonra restoranlarda ve küçük barlarda çalıp söylemeye başlamıştı. Ardından Akademi Türkiye yarışmasına katılınca onu bütün Türkiye tanıdı. Jürisinde bulunduğum için çok iyi hatırlıyorum. Sahneye çıktığı anda stüdyoda adeta bir ışık patlaması yaşanıyor, performansının daha birinci dakikasında izleyen herkesin gönlünü çeliyordu. Sadece sesiyle değil, mütevazı duruşu ve kadife kalbiyle de sevildi. Kendini Lösemili Çocuklar'a adadı. Onlar için konserler verdi. Ardından Yalancı Yarim dizisinin başrolünde yer alıp, rol yeteneğini de sergiledi. Ancak, doğum gününde Bodrum Torba Kavşağı'nda bir kamyon çaldı tüm hayallerini, ideallerini...
Daha önce hiç rastlamamıştım, ana haber bültenlerinin ilk haberinde bir şarkıcının kaza haberinin yayınlandığını... Daha önce hiç görmemiştim, haber kanallarının normal yayınlarını kesip, bir genç şarkıcının Bodrum Devlet Hastanesi'ndeki hayat mücadelesini canlı yayınlarla izleyicilerine duyurduğunu... Hak etmişti çünkü. Hem de sonuna kadar...
Bu kısa ama dopdolu hayat hikayesi nihayet film oluyor. Şimdilik sadece ailenin, Fikri Harika Production yapım şirketiyle protokol imzaladığını ve senaryonun da kaleme alındığını söyleyebilirim. Proje olgunlaştıkça, bu köşeden sizlere ayrıntıları duyuracağım.
Gişe rekorlarını alt üst edeceğine inandığım filmde Barış'ı kimin oynayacağı da henüz kesinlik kazanmadı. Ama benim gönlümden bir isim geçiyor: Aras Bulut İynemli... Haydi inşallah...
Haber işte böyle tatlandırılır
Hafta sonları gözümü atv'nin Kahvaltı Haberleri'nden ayıramamamın en önemli sebeplerinden biri, İbrahim Sadri'nin örnek sunumu. Çünkü ehil bir anchor'un yapması gerektiği gibi, sadece prompter okumuyor, haberi anlatıyor. Gerektiğinde haberin anlamını, önemini artırabilmek için araya en uygun şiiri, en etkileyici anekdotu sıkıştırıyor. Ama bunu yaparken haberin özünden asla ayrılmıyor.
Geçen cumartesi de öyle yaptı. ABD'li David, rekorlar kitabına girmek için elinde salladığı üç bıçakla, bir dakika içinde 40 elmayı havada ikiye bölmeyi başarmıştı. İbrahim Sadri, ünlü meseli tam yerinde ve zamanında aklımıza getirdi:
Padişah, ülkesindeki en yetenekli kişiye 10 altın vereceğini duyurmuş. Bir adamı huzuruna getirmişler. Adam yere bir dikiş iğnesi dikmiş ve beş metre uzaktan attığı ipliği, iğne deliğinden geçirmiş. Padişah demiş ki, "Kendisine 10 kese altın verin, 10 da sopa vurun..." Çevresindekiler merakla sormuş: "Padişahım, altını anladık da 10 sopa ne içindir?" Padişah cevap vermiş: "10 altın harika yeteneği için, 10 sopa ise bu yeteneğini bir ömür boyu bu kadar fuzuli bir işe harcadığı için..."
Yaşasın sigarasız hayat
14 yıl sigara içip, bıraktıktan sonra bu eylemimi "Hayatta yaptığım en güzel şey" olarak nitelemiş biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, AK Parti iktidarının en beğendiğim sosyal icraatlarından biri, sigara ile mücadelesi. Son olarak trafiğe kapalı sokaklarda sigara içmek de yasaklandı. Böylece biz de önümüzde yürüyen adamın savurduğu sigara dumanından kurtulduk.
Türkiye'nin havası asıl şimdi dumansız hava sahası...
Şeref kürsüsü
İlkokul öğretmeninin yoksul ve kimsesiz olduğunu öğrendikten sonra cenaze masraflarını karşılayıp, tüm borçlarını ödeyen MHP Lideri Devlet Bahçeli, vefanın ne olduğunu hepimize hatırlattı.
Zap'tiye
Türk Pop Müziği'nin en unutulmaz şarkıları, bebek bezi reklamlarında kullanılmaya başlandı. Pop'un b.kunu çıkarmak bu olsa gerek
Ne demiş?
"Bodrum'dan iki villa almış 40 milyon liraya Bülent Bey... Af edersiniz Bülent Ersoy... Dilim sürçtü..." (İbrahim Sadri'nin atv Kahvaltı Haberleri'ndeki sözleri)