Haberi izlediniz mi? Karadeniz'in Rusya sahillerinde balıklar kıyıya vurmuş. Millet bedavadan evine kova kova balık götürmüş. Peki bizde durum ne? Hamsinin, istavritin bile kilosu 25 lira... Bu sene irice bir palamut yiyeniniz ya da göreniniz var mı? Oysa eskiden palamuda 'sonbaharın ekmek somunu' derlerdi.
Gariban, palamut mevsiminin gelişini dört gözle beklerdi.
Çocukluğum Marmara Adası'nda geçti. En büyük zevkim, sabahın 6'sında limanda kurulan balık müzayedesine katılan ağabeyimin peşine takılıp bir karış boyumla kasalardan kaçan pavuryaları yakalamaktı.
Şimdi sokaktaki adama 'Pavurya nedir?' diye sorsanız, aval aval suratınıza bakar. Karagözü ise sadece Hacivat'ın arkadaşı sanır.
Belli ki verimli topraklarımız gibi bereketli denizimizi de tüketmişiz, 'sürdürülebilir avlanmayı' bir türlü becerememişiz. Baksanıza, son 10 yılda denizlerimizdeki balık sayısı yarı yarıya azalmış.
Durum vahim. Daha da vahim olanı ise iki yarımadadan oluşan ve 'altı yanı" denizlerle çevrili ülkede bir Deniz ve Balıkçılık Bakanlığı bulunmaması!