Haber bültenlerinde sadece 20 saniye ile geçiştirildi. Gazetelerin bazılarında kendine ancak iki sütunluk yer buldu. Ama bana göre son derece önemli ve hatta 'ibretlik' bir haberdi.
Antalya'da İl Emniyet Müdürlüğü, uzmanların katıldığı, herkese açık bir Uyuşturucu İle Mücadele Sempozyumu organize etmiş. Emniyet Müdürü salona girmiş ve bakmış ki koca salonda neredeyse bütün koltuklar bomboş. Gelen birkaç kişinin tamamı ise emniyet mensubu. Kürsüden vatandaşa sitem etmiş, üzüntülerini dile getirmiş...
Memlekette madde kullanma yaşı 7'ye inmiş. Büyük kentlerin meydanlarında, parklarında gençlerimiz zombi gibi yerlerde sürünüyor. Kentsel dönüşüm için boşaltılan binaların hemen hepsi, 'uyuşturucu kullanım merkezi' haline dönüşmüş. İlkokulların önünde sandviç içinde hap satanlar var. Birliğimizin, beraberliğimizin en büyük düşmanı PKK'nın uyuşturucu ticaretiyle beslendiği artık yadsınamaz bir gerçek. Durum böyleyken, duyarlı vatandaşların o sempozyumu doldurması gerekmez miydi? Belli ki 'Adam sen de' demişiz. 'Bana dokunmayan yılan...' diye söze başlamışız. Ya da 'Bu sempozyuma katılırsam, beni de uyuşturucu müptelası sanırlar' gibisinden son derece fuzuli bir kuruntuya kapılmışız. Belki de biz, yani medya, bu sempozyumu yeterince duyuramamışız. Sebebi ne olursa olsun, önümüzde duran bir gerçek var: Fena halde uyuşmuşuz...