Hani ilk lokmayı ağzınıza attığınızda yemeğin bir şeyinin eksik olduğunu hisseder ama ne olduğunu çıkaramazsınız ya, iki haftadır FOX'un 'Kayıtdışı' dizisini izlerken aynı duyguya kapılıyorum. Dizide adını koyamadığım bir eksiklik, bir aksaklık var. Zira bir türlü öykünün içinde kaybolamıyorum. Tam dalmışken, sanki biri dürtüp beni uyandırıyor.
Oysa dizinin kadrosu yıldız kaynıyor. Her biri ayrı dizide başrol oynayıp o dizinin lokomotifi olabilecek kadar yetenekli oyuncular... Erkan Petekkaya, Songül Öden, Dolunay Soysert, Uğur Polat, İsmail Hacıoğlu, Nur Sürer ve Müge Boz; aynı jeneriğe alt alta dizilmiş. Normalde bunca ağır topun yan yana geldiği bir dizi, karşı cepheleri yerle bir etmeli, değil mi? Ama öyle olmuyor işte. Ne 'Eşkıya'nın lezzeti var, ne de 'İçerde'nin heyecanı...
Erkan'ın oyunculuğu her dizisinde biraz daha demleniyor, karizması daha da artıyor. Ama oyunculuk kumaşı, 'Superman-ajan karışımı Ali Kemal' karakterine bir türlü denk gelmiyor. İsmail Hacıoğlu ilk bölümde saz aşığı, ikinci bölümde gönüllü baba adayı olarak karşımıza çıktı. Karakter yalpalayıp dururken, sanki İsmail'e yazık oluyor. Rolüne cuk oturan bir tek Uğur Polat var gibi.
Sanırım en büyük sorun hikayede... Zira, dizinin kadrosu samanyolu galaksisi gibi ama senaryosu tek yıldızlık.