Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Kırımlı Cemile’nin acı çığlığı

Kırımlı Cemile'nin çığlığını canlı canlı duyamadık.
Çünkü TRT, organizasyonu protesto ettiği için iki yıldır Eurovision'a katılmıyoruz.
Öyle olunca, yarışmayı canlı yayınlayan kanal da olmuyor.
Sonradan haber bültenlerinde izliyoruz.
Bu yıl düzenlenen yarışmayı Ukrayna kazandı. Şarkının adı 1944...
Söyleyen, Kırımlı bir türkücü...
Adı, Cemile...
Ailesi, 1944 yılında Stalin'in sürdüğü Kırım Türklerinden...
Yani acısı da, çığlığı da genetik.
Şöyle hıçkırıyordu Cemile, şarkının Türkçe sözlerinde:
"Ben bu yerde yaş alamadım..." Kırım Türklerinin o yıllarda Rus lider tarafından evlerinden barklarından koparılıp uzaklara savrulduğunu, çoğunun bu mezalim yüzünden hayatını kaybettiğini pek çoğumuz kısa süre önce TRT'nin bir dizisinden öğrenmiştik. Büyük Sürgün: Kafkasya adlı diziyi bu sütunlarda uzun uzun analiz etmiştim sizler için. Gelin görün ki; bu utanç verici, vahşi uygulamayı 'tüm dünyaya' anlatmak Cemile'ye nasip oldu. Sadece iki dakikalık bir şarkıyla...
TRT'nin Eurovision'daki 'egemen güçlere' karşı verdiği onurlu mücadeleye saygı duyuyorum. Ama bir yandan da derdimizi dünyaya anlatma fırsatını geri teptiğimizi düşünüyorum.
Bence her türlü mesaj kanalını kullanmalıyız, Eurovision Şarkı Yarışması da buna dahil. Çünkü biz, en fazla zulüm gören ama bazıları tarafından en fazla zulüm yapmakla suçlanan, dünyanın adil bakmadığı, baksa da görmediği, görmek istemediği bir ülkeyiz.
Bizim ülkemize yedi düvel saldırıp aralarında paylaşmaya çalıştı. Bulgarlar, Belene'de soyumuzu kurutmaya kalktı.
Kıbrıs'ta bebelerimizi küvette kurşunladılar. Filistin'de askerlerimizi asitli kuyulara zorla sokup gözlerini kör ettiler.
Güçleri yetmeyince, başımıza önce ASALA'yı, sonra PKK'yı, DAEŞ'i bela ettiler.
Suriye'de Türkmenlere, Çin'de Uygur Türklerine etmediklerini bırakmadılar.
Yine de bizi 'soykırımla' suçlamak, üzerimize kara leke sürmek için uğraşıp durdular.
Oysa tarihin her döneminde mezalimden kaçan kim varsa, bize sığındı.
Saddam zamanında Kürtler, Esad yönetiminde Suriyeliler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler zulmünden kaçan Yahudiler... Hepsine kucağımızı açtık, açıyoruz.
Şu anda bile en çok Suriyeli göçmen misafir eden ülkeyiz.
Hem mağduruz, hem mazlum, hem de zanlı... Seneye Eurovision'da bir de biz mi haykırsak acaba diyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA