Yeri geldikçe Acun'un yarışmalarındaki eksiklerini, yanlışlarını bu sütunlarda dile getiriyorum. Sağ olsun, o da dikkate alıp gereğini yapıyor.
Jüri tecrübelerimden yola çıkarak geçen yıl demiştim ki, "O Ses Türkiye'nin stüdyo sesi ile yayında bize gelen ses farklı olabilir. Jürinin en doğru sesi duyabilmesi için kulaklıklara ihtiyaç var."
Baktım ki, bu sezon hepsi, yarışmacıları kulaklıkla dinliyor.
Yarışmayı bu yıl da büyük bir dikkat ve keyifle izliyorum. Bu sezon dikkatimi çeken ise bazı yarışmacıların tamamen yanlış şarkı seçimi nedeniyle eleniyor olması. Bildiğim kadarıyla, jürinin karşısına çıktıkları ilk performanslarında söyleyecekleri şarkıları kendileri tercih ediyorlar. Ama çoğu amatör olan adaylar, ses renklerine, tavırlarına uygun olmayan şarkılarla geldikleri için başarılı olamıyorlar. Bu durum, hem altın değerindeki seslerin parlamasını engelliyor, hem de yarışmanın ilk turlarında izleyenlerin kulaklarını tırmalıyor.
Çözüm basit: Yarışmanın müzik direktörü, jüriden bağımsız olarak adayları 'ön izlemeye' alacak. Seçtikleri şarkı eğer yanlışsa, onlara doğrusunu verecek.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Doğru şarkıyı seçmek de bir sanatçılık yeteneğidir." Evet ama onlar henüz sanatçı değil ki, sadece amatör adaylar. Roketler bile uzaya fırlatılırken 'rampaya' ihtiyaç duyuyorlar, değil mi?