Gezi Parkı olaylarının, özellikle televizyon kanalı yöneticilerine, yapımcı ve yönetmenlere söylediği çok önemli bir şey var:
"Beyler, hedef kitlenizin tepesinde yer alan 90 kuşağı, çoğu kimsenin düşündüğü gibi bilgisayar başında hücre hapsi yaşayan, apolitik, duyarsız, boş lümpenler değilmiş demek ki..."
Bir de gençler bu ülkede 'politik mizahın' tükenmediğini kanıtladılar.
Kokmaz/bulaşmaz tatlı su mizahçılarını âdeta madara edecek söylemler ve Tweet'ler ile hem güldürdüler, hem düşündürdüler.
Kimi duvara "Çare Drogba" yazdı, kimi Tunalı Hilmi Caddesi'nin tabelasını iki küçük fırça darbesi ile Tomalı Hilmi'ye çevirdi.
Tabii ki küfür içeren Tweet'leri, hakaret dolu sloganları bunlardan ayrı tutuyor ve şiddetle kınıyorum ama ortada ciddi bir 'mizah devrimi' olduğu da gerçek...
Ben en çok bir duvara yazılı 'Slogan Bulamadım' lafına güldüm. Bir de asfaltın üzerine "Ne o? Suyun mu bitti?" yazan genç, bana çocukluğumuzda dayak yiyince söylediğimiz "Acımadı kiii, acımadı kiii" lafını hatırlattı.
Ama en büyük hiciv, gösterici gençlerin hep bir ağızdan polise söyledikleriydi:
"Sık bakalım, sık bakalım, biberini sık bakalım. Kaskını çıkart, copunu bırak, delikanlı kim bakalım?"
Görünen o ki, artık ekran başında sunulan her şeyi sorgusuz sualsiz midesine indirecek gençler yok!
Hepsi zeki, hepsi müthiş esprili ve yaratıcı. Görünen o ki; komedi programı, gençlik dizisi ve talk show programı yapacakların bundan sonra işi çok zor. Zira çıtalarını, sokaktaki gencin seçkin ve seçici düşünce yapısının üstüne koymak zorundalar.