Köşemizin kalbi ve kalemi güçlü okurlarından Efe Kul, Gezi Parkı olaylarını eksen alarak yeni bir yazı göndermiş.
Son derece anlamlı bulduğum için paylaşmak istedim: "Yıllardır biri bana "Demokrasi nedir?" diye sorsa, "İşe sıfırından başlayalım" derim.
Hayatında hiç etliye sütlüye karışmamış bir insan; devletini, hükümetini eleştirebilecek gücü kendinde bulduğu an, o kişide demokrasi başlamıştır.
Kısaca demokrasinin ilk aşaması -altını çizelim ilk aşaması- kişinin devletini, hükümetini, yöneticisini doğru ve yanlış gördüğü şeyde eleştirmesi veya (hür iradesiyle) desteklemesidir.
Bende de demokrasi aynen böyle başlamıştır.
Doğru gördüğümde desteklerim, yanlış gördüğümde eleştiririm ve bundan korkmam da.
Gezi Parkı olaylarında, en yakın arkadaşlarıma dedim ki, "Ben bu protestolara katılmam, çünkü içlerinde kötü niyetli, terörist zihniyetli insanlar var ama demokrasinin güzelliği şu: Herkes böyle düşünmez. Ben oraya masum duygularla gidenlere saygı duyuyorum." Şimdi asıl korkunç olanı söyleyeyim:
Hani belgesellerde görürüz ya; aslan bir ceylan avlar, kenarda pis bir sırtlan tuzak kurar, aslanın hakkını çalmaya çalışır.
İşte, bu olaylarda aslanlar, gerçek demokratlardır. Sırtlanlar ise Türkiye'yi ateşe verenler.
Bu olaylardaki terörist zihniyetli sırtlanlar, benim masum diye nitelendirdiğim demokratların gelecekteki demokratik umutlarını da söndürdüler. Çünkü gerçek demokrat insan bilecek ki, ben ne zaman demokratik bir mücadele versem bu sırtlanlar yine ortaya çıkacak.
Sonuç olarak Gezi Parkı'nda masumiyetin niyetini yaktılar. Onun için bundan sonra insanlar demokrasiyi üfleyerek yaşayacaklar."