TÜRK dizileri özellikle Ortadoğu'dan gelen turist sayısını ciddi anlamda artırdı.
Araştırmalara göre; dizilerin etkisiyle Türkiye'ye gelen Arap turist sayısı kısa sürede 30 binden 150 bine kadar çıktı.
Bugün Arap ülkelerinin çoğunda; en çok ziyaret edilmek istenen yer, İstanbul. Arap basınına göre; diziler sayesinde Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı beş misli arttı.
Veriler böyle... Demek ki artık dizi yapımcıları yeni proje hazırlarken; 'anneannelerinin ligi' kadar 'Şampiyonlar Ligi'ni' de düşünmek zorunda.
YAPIMCILARA TÜYOLAR
Peki Araplar'ın beğeneceği dizi çekmenin yöntemi ne? İşte yapımcı ve yönetmenler için minik tüyolar:
1- Başroldeki erkek sarışın, kadın ise esmer olmalı. Çünkü Arap kadınlarının hayallerini hep sarışın, renkli gözlü erkekler süslüyor. (Bkz: Arap dünyasındaki Kıvanç Tatlıtuğ fenomeni) Ama baş kadın oyuncu esmer, kara kaşlı kara gözlü olacak ki; Arap kadını kendini o tiple özdeşleştirebilsin.
2- Çift, mutlaka Boğaz'da bir yalıda ikamet etmeli. Aile; Esma Sultan'da davet vermeli. (Arap zenginler, düğünlerini Boğaz'da yapmak için kuyrukta)
3- Dizilerde bol entrika olmalı ama sonunda masum aşk her zaman kazanmalı.
4- Başroldeki erkek, karısına her daim nazik davranmalı. Kadının bir 'birey' olduğunu her fırsatta hatırlatmalı. Kapısını açmalı, çiçek almalı...
5- Anadolu'da geçen diziler, Araplar'ı asla enterese etmiyor. Yöresel ağa dizileri sadece 'anneanne ligi' içindir; benden söylemesi...
6- Başrol kadınları her bölüm; İstinye Park'ta, Kanyon'da, Akmerkez'de vitrin bakmalı, alışveriş yapmalı. Kapalıçarşı'da altın, Mısır Çarşısı'nda şeker-lokum alışverişi asla ihmal edilmemeli.
7- Oyuncular mümkünse, namaz kıldıktan sonra Sortie'de eğlenmeye gitmeli.
8- 'Arabın yalellisi' konusunda ise hiçbir problem yok. Çünkü dizilerimiz yeterince uzun!