Muhteşem Yüzyıl'ın bir belgesel değil, 'tarihi olaylardan esinlenilerek kurgulanan bir drama' olduğunu çokça yazdım. Ama gelin görün ki izleyici; tarihi karakterlerin konu edildiği bu yapımda her şeyin gerçeğine uygun verilmesi gerektiği konusuda ısrarcı.
Okurumuz Mehmet Akif Kılıç da dizide gözüne batan aksaklıklardan söz etmiş:
"Yüksel Bey, Muhteşem Yüzyıl dizisini iki sezondur zevkle izliyordum ancak son dört bölümdür artık izleme gereği duymuyorum. Preveze Deniz Zaferi'ni (ki dünyanın en büyük deniz savaşıdır) kısacık bir anlatımla geçiştirirken, saraydaki entrikaları saatlerce anlatmaları can sıkıcı ama olayın asıl kaygı verici yönü, tarihten iyice uzaklaşılması.
Mihrimah Sultan, şıpsevdi bir karakter gibi gösteriliyor. Taşlıcalı için yanıp tutuşurken ondan ayrıldığı gün Malkoçoğlu'na vurulması bunun en açık örneği. Şimdi de Rüstem Paşa ile güya Hürrem'i kurtarmak için evlendirilecek. Ayrıca dizide karakterler tepeden inme bir şekilde geliyor. Şah Sultan sanki hiç yokmuş gibi bir anda geldi ve ana karakter oldu.
Ben size bir öngörüden bahsedeyim: Yakında bir başka Hanım Sultan daha diziye girmek zorunda kalacak.
Mesela; Kara Ahmet Paşa diye bir sadrazam hikayeye katılacak. (Bu kişi de yine Kanuni'nin kardeşlerinden Fatma Sultan'ın eşidir)
Peki, siz dizide hiç Fatma Sultan'ı gördünüz mü? Varsa yoksa Hatice Sultan, Şah Sultan... Ama anneleri öldüğünde bile cenazede ne Şah Sultan vardı, ne de Fatma Sultan!.. Karakterlerden en azından sözlü olarak bahsedilmesi gerekmez mi? Saygılar..."