Okurumuz R. Selahattin Yüksel'in mektubunu hem çok içten, hem de pek sempatik bulduğum için yayınlıyorum.
Eminim aynı dertten muztarip pek çok erkek vardır.
"Sayın Aytuğ; ben emekli banka müdürüyüm. Eşim de emekli. Çocuklarımızı everdik, baş başa kaldık.
Tabii ki, vaktimiz evde bol bol televizyon izlemekle geçiyor. Şikayetçiyim bu programlardan... Yemek programlarında en güzel mutfaklarda çekim yapılıyor.
Mektup gönderenlerin içerisinde hiç mi sıradan ev, sıradan mutfak olmaz be kardeşim?
Hepsi dubleks ya da tripleks evler, en az 20 metrekare mutfaklar... Allah daha ziyade etsin. Çekim yapmadan önce inceleyip, programa değer bulunup bulunmamasına göre karar veriliyor diye aklıma geliyor. Eşim; gayet kullanışlı mutfağımız olmasına karşın, 20-25 yıllık olması nedeniyle, televizyonda gördüklerinden etkileniyor, 'Mutfak da mutfak' diye tutturuyor.
Evim Şahane programı ise çok güzel evler dizayn ediyor. Fakat sadece İstanbul'da. Bugün sizinle birlikte onlara da e-posta atacağım. Ben Bursa Mudanya'da oturuyorum. Olan yine bana oluyor, hanım başlıyor; 'Salonu şöyle yapalım, koltukların örtüsünü değiştirelim, yatak odasını böyle yapalım' diye... Neyse ki dizilerin, filmlerin bazıları sıradan evlerde çekiliyor da o konuda pek sıkıntı çekmiyorum. 5 yıllık kalkınma planımızın birinci sırasında mutfak, sonra koltuk takımları var. Saygılarımla."