Köşemize ulaşan mesajlardaki şahsıma yönelik övgü cümlelerini ayıklamak âdetimdir ama içlerinde öyleleri var ki, gönül rafımda 'ödül' olarak saklamakla yetinmeyip sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Onlardan biri, cep telefonu aracılığıyla köşemize ulaştı. Gururumu okşayan, mesleğimin keyfini çıkarmama vesile olan öyle samimi, öyle içten ifadeler vardı ki, virgülüne dokunmadan yayınlamak istedim:
"Sayın Yüksel Aytuğ, sizin yazınızı bugün ilk defa okudum. Normalde pek gazete okuyan biri değilim de sizi bilmeden okudum ama sonunda şu hisse kapıldım. Hani bir arkadaşınızla bir pastaneye gidersiniz, tuhaf isimde tatlı isimleri söylerler, neydi profitorel mi torolmü öyle bişi neyse, bilmediğinizi çaktırmaz ve yersiniz ve hoşunuza gider. Siz ve bugünkü yazınız benim için profitorelsiniz ya da doğrusu neyse... Neticede tatlı bişiler güzeldi. Napıyım! Neyse kolay gelsin, demeden duramadım, kaleminize sağlık..."