Türker İnanoğlu'nun televizyon sektöründen çekilip sinemaya yöneleceği haberini duyunca üzüldüm. Dizilerin süresinin 90 dakikaya uzamasına daha fazla tahammül edemediğini söylüyordu.
Her hafta sinema filmi uzunluğunda dizi çekmenin anlamsızlığından dem vuruyor, enerjisini artık sinema filmleri için harcamaya karar verdiğini anlatıyordu.
İŞTE CİDDİYET
Türker Ağabey'in dizilerini bu sütunlarda zaman zaman eleştirdim. Onun serzenişlerine, sitemlerine de muhatap oldum ama günübirlik başarıların taçlandırıldığı, günü kurtarmanın başarı sayıldığı sektörde; Akasya Durağı, Cennet Mahallesi, Arka Sokaklar gibi uzun soluklu projelerin altına imza atmak öyle her babayiğidin harcı değildi. Eleştirdim ama hakkını teslim etmeyi de asla ihmal etmedim.
TÜRVAK Müzesi, TÜRVAK okulları, Maslak TİM onun ölümsüz eserleriydi. Duydum ki açtığı iki okulu da 4+4+4 sistemine uygun hale getirip yeni eğitim öğretim dönemine yetiştirmiş.
Yani? Devletin yapamadığını yapmış... Neden? Duyarlı bir vatandaş, duygulu bir hayırsever, ciddi bir işadamı olduğu için...
ONA İHTİYAÇ VAR
Türker Ağabey'in hayırseverliğine bizzat şahit olduğum anlar oldu. Ani kalp kriziyle hastaneye kaldırdığımız meslektaşlarımıza nasıl yardım edeceğimizi bilemediğimiz anlarda yanımızda hep o vardı.
Diyeceğim o ki, televizyon sektöründe en çok Türker İnanoğlu gibilere ihtiyaç var. Televizyon sektöründe devamlılık, kalite ve istihdama önem veren bir emekçi olarak tüm samimiyetimle sesleniyorum: Yapma Türker Ağabey... Sakın bırakma televizyonu...