12 Eylül darbesinin yıldönümüne az kaldı.
O günleri en iyi ifade eden dizilerden biri de Seksenler oldu.
Önceki gün dizinin finalinde 12 Eylül darbesine tanık olduk. Haftaya darbenin sıradan insanlar üzerinde nasıl bir etki yarattığını kah gülerek, kah ağlayarak izleyeceğiz.

İNCE AYAR GEREKLİ
Birol Güven bu bölüm için neredeyse bir yıldır çalışıyor, kafa patlatıyor. Çünkü son derece 'hassas' bir mevzu. Olayı mizah süzgecinden geçirirken eğer dozu ayarlayamazsanız, bu sefer de Türkiye'nin en önemli dramlarından biriyle alay ediyormuşsunuz gibi algılanırsınız. Neyse ki Birol Güven 'ayar' konusunda bir uzman.

BAŞÇAVUŞ SEYYAR TAYYAR
Peki gelecek hafta Seksenler dizisinin 12 Eylül konsepti nasıl ekrana taşınacak?
Evin reisi, sokağa çıkma yasağına aldırmayıp, ekmek almak için sokağa çıkınca tutuklanacak.
Mahalledeki düğün, darbe nedeniyle iptal olacak. Çocuklar Duymasın'da 'Seyyar Tayyar' olarak izlediğimiz Emin Gümüşkaya, bu kez mahallenin sıkıyönetim komutanı kıdemli başçavuş olarak karşımıza çıkacak.

BUTİK ALİ İŞİNİ BİLİR
Ağzını bıçak açmayan, bugüne kadar tek kelime ettiğini duymadığımız 'Suskun' ise kıymete binecek. Çünkü darbenin ardından mahalleli onu MİT ajanı sanıp, yalakalık yapmaya başlayacak.
Bu arada aile, bir solcuyu evinde saklamaya çalışınca işler iyice karışacak. Eve gelen polise 'Almanya'dan gelen kuzenimiz' diye tanıtılan siyasi, Almanca konuşmak için çırpındıkça, batacak. Her devrin adamı 'Butik Ali' ise darbeyi bile paraya tahvil etmeyi başaracak. Darbe bildirisinin televizyonda okunmasının hemen ardından sokaklarda Kenan Evren posteri satmaya başlayacak!

GÜLMEK İLE AĞLAMAK ARASI
Benim gibi 12 Eylül'ü yaşayan nesle, yukarıdaki olayların hiçbiri tuhaf gelmemiştir eminim. Zira 12 Eylül'ün kendisi bir filmdir âdeta. Ne komedi, ne dram katmaya gerek vardır.
Seksenler'in bu bölümünün, Çankaya'daki Utanç Müzesi'nin açılışına denk gelmesi de ne kadar manidar değil mi?
Ağlanacak halimize mi gülelim, gülünecek hallerimize mi ağlayalım bilemiyoruz vallahi!