Avustralya'daki Bondi Plajı, dünyanın en ünlü plajlarından biridir. Bu kadar büyük bir şöhrete ulaşmasının sebebi de; doğal güzelliklerinin ve sörf yapmaya uygun dev dalgalarının yanı sıra yakışıklı ve güzel cankurtaranlarıdır.
Öyle ki, ünlü Sahil Güvenlik dizisine esin kaynağı olmuştur.
Bondi Plajı şimdilerde belgesel olarak National Geographic kanalında. Denize olan büyük tutkum nedeniyle rastgeldiğimde soluksuz izliyorum.
Ama izlerken bir yandan da üzüntüye kapılıyorum. Çünkü oralarda insan hayatına verilen değer ile ülkemizdekini karşılaştırıp umutsuzluğa kapılıyorum.
400 metrelik Bondi Plajı'nda 15 kişilik cankurtaran ekibi hazır bekliyor. Kumda gidebilen atv araçları, sörfleri, zodyak botları, şamandıraları ile teçhiz edilmiş son derece eğitimli Bondi cankurtaranları yıllardır plajda ölümle sonuçlanan tek bir olay bile yaşanmamasını sağlamışlar. Öyle ki, akıntı ve rüzgar yön değiştirdiğinde plajdaki sınır bayraklarının da yerini değiştirip yüzücü ve sörfçüleri daha güvenli alanlara yönlendiriyorlar.
Peki, bizde durum ne?
Tekirdağ Kumbağ'da iki gün içinde yedi boğulma vakası yaşandı. Üçü ölümle sonuçlandı, iki kişi kayboldu. Gençliğim oralarda geçtiği için o sahilleri iyi bilirim. Kışın inşaatlar için koylardan kum çekerler. Yazın o kumsallarda denize girenler, kum çekilen yerlerde oluşan anaforlara kapılırlar.
Bel hizasında yürürken birden kuyu gibi bir boşluğa düşersiniz. Eğer iyi yüzücü değilseniz, paniğe kapılıp boğulmanız işten bile değildir.
Oralarda cankurtaran filan da bulunmaz. Herkes kendi kaderine terk edilmiştir.
Sadece geçen pazar günü ülke genelinde 11 kişi boğularak öldü. Trafik ve terör kurbanlarından az değil. Ama kimse boğulanları yazmıyor, konuşmuyor.
Yazık...