Eğer bu hikayeyi bir dizi senaristi yazmış olsaydı, 'Böyle tesadüf ancak eski Yeşilçam filmlerinde olur' deyip dalgamızı geçerdik.
Oysa hayat, eline kalemi aldığında değme senaristleri bile mesleğe yeni başlamış birer çömeze dönüştürecek kadar mahirdir.
2007 yılında, Isparta'da düşen yolcu uçağında Türkiye pek çok değerli bilim insanını yitirdi. Bunlar içinde biri vardı ki; sadece gençliği ve parlak kariyeriyle değil, hayatın her zerresinden keyif alan renkli kişiliğiyle de geleceği aydınlatması bekleniyordu.
O kişi, 27 yaşındaki Berkol Doğan'dı. Berkol, İsviçre'deki ünlü CERN deneylerine de katılmış, çok yetenekli ve tanıyan herkesin hayran olduğu bir bilim insanıydı. Aynı zamanda bir dans ve sanat tutkunuydu. (Mezunu olduğu Robert Kolej'de her yıl onun adına dans festivali düzenleniyor.)
Bilim kurgu edebiyatına da meraklı olan Berkol; Ben Efsane, Gece Kanatları ve Gezginin Kuyruğu isimli romanları da Türkçe'ye kazandırmıştı.
KADERİN OYUNU
Berkol, Robert Kolej'in eski fizik öğretmeni anısına verdiği Michael Hamilton Fizik Ödülü'nü de almıştı. Ve şimdi sıkı durun; fizik öğretmeni Hamilton da tıpkı Berkol gibi, 1976 yılında, hem de Isparta'da yaşanan bir uçak kazasında hayatını kaybetmişti...
Cumartesi günü SKYTürk360 kanalında yayınlanan Hayat Deyince'nin açılışında, Sunay Akın'ı elinde bir plaket ile görenler, programın ödül aldığını sandılar. Oysa o plaket, Sunay'ın her hafta 'insan kovanına' soktuğu değneğin ucuna takılan son şaheserdi. Üzerinde Michael Hamilton'ın ismi bulunan ve yıllar sonra kendisiyle aynı kaderi paylaşan Berkol Doğan'ın aldığı plaket... Sunay'ın bir yanında Berkol'un babası, diğer yanında hocaları Prof. Serkant Çetin ve Prof. Suat Özkurucuklu vardı.
Eminim, Michael Hamilton ve Berkol Doğan şimdi bulundukları yerde günlerdir kafa kafaya verip düşünmelerine rağmen, hâlâ bu olayı açıklayacak bir 'fizik kuralı' keşfedememişlerdir...